25 Mayıs 2016 Çarşamba

Türk İslam Tarihi ( Final Soru ve Cevapları )


Arkadaşlar, bu 3 sorudan ikisi çıkacak!

1. Büyük Selçuklu Devletini anlatınız ?
2. Anadolu Selçuklu Devletini anlatınız ?
3. Osmanlı Devletinde Lale devrini anlatınız ?

1.SORU: BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİNİ ANLATINIZ?

  • Büyük Selçuklu Devleti (1040-1157)'nin kurucusu Selçuk Bey'dir. Oğuzların Üçoklar kolunun, Kınık boyuna mensuptur.
  •  Büyük Selçuklu Devleti 1037'de devlet haline gelerek bağımsızlığını ilan etmiş. Bağdat kentini başkent yaparak önce Mezapotamya, sonrasında Anadolu ve İç Asya boylarına kadar sınırlarını genişleterek dönemin en büyük Türk-İslam devleti haline gelmiştir.
  • Dandanakan savaşı (1040) Selçuklular ile Gazneliler arasında yapılmıştır. Selçukluların kazanmıştır.Horasan ve İran toprakları Selçukluların eline geçti. Tuğrul Bey sultan ilan edildi. Devleti Çağrı Bey ile birlikte yönetti.
  • Pasinler savaşı (1048) Selçuklular ile Bizans arasındaki ilk savaştır. Doğu Anadolu Selçuklu denetimine girer.
  • Malazgirt savaşı (1071) Bizansın, anadoluya yapılan Türk akınlarını önlemek ve Doğu Anadoluda gittikçe güçlenen Selçuklu egemenliğine karşı koymak istemesi üzerine yapılır. Selçuklular zafer kazandı. Savaşın neticesinde; Bizans İmparatoru Romen Diyojen esir düşer. Bizans artık her yıl vergi verecektir. Bu zaferle Anadolu'nun kapısı Türklere açıldı. Türkler Anadolu'ya yerleşmeye başladı.
  • Katvan savaşı (1141), Karahitaylar devleti ile Büyük Selçuklu Devleti arasında yapıldı. Savaşı Karahitaylar kazandı. Bunun sonucunda Büyük Selçuklu Devleti yıkılış dönemine girdi.

  • Büyük Selçuklu Devletinde ülke hükümdar ve ailesinin ortak malı sayılırdı. Kut anlayışı vardı. Devlet işleri Büyük Divan da görüşülürdü. Sultan olmadığında Büyük divana vezir başkanlık ederdi.

  • Ordunun bölümleri; Guleman-ı Saray Ordusu, İkta Ordusu, Yardımcı Kuvvetlerden oluşur.

  • Hat, Minyatür, Ahşap, Taş oymacılığı, Çinicilik, Maden işleme, Cilt ve çeşitli süsleme sanatları gelişmiştir.

  • Büyük Selçuklunun yıkılış sebebleri Taht kavgaları, Haçlı seferleri, Batınilik hareketler, Fatimiler ve Şiilerin yıpratmaları, Şehzade ayaklanmaları, Katvan mağlubiyetidir.

2.SORU: ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİNİ ANLATINIZ?




  • Anadolu Selçuklu Devleti (1075-1308) Kurucusu, Kutalmışoğlu Süleyman Şah'tır.Üçoklu Kınık boyuna mensuptur. Malazgirt zaferiyle Anadolu kapılarını Türklere açan Sultan Alparslan bu savaşa katılan kumandan ve Türkmen reislere Anadolu'yu Türkleştirme ve İslamlaştırma görevini verdi. Bunlardan Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Selçuk Bey'in oğlu Arslan Yabgu'nun torunu olup. Anadolu'daki fetih harekatından sonra Antakya'dan Anadolu'ya girdi. 1074 yılında Konya ve havalisini mahalli Rum despotlarından alarak fetihlere devamla İznik önlerine geldi. 1075 senesinde İznik'i fethederek emrindeki kuvvetlerin merkezi yaptı. Böylece Anadolu Selçuklu Devletinin temeli atılmış oldu. Böylece kurulan Anadolu Selçuklu Devleti, ilhanlıların son Anadolu Selçuklu sultanını tahtan indirdikleri 1308'e kadar varlığını sürdürdü.

  •  I.Kılıçarslan döneminde İznik ve Batı Anadolunun kaybedilmesiyle başkent Konya'ya taşındı.
 
  • Miryakefalon savaşı (1176) II.Kılıç Arslan döneminde yapıldı. Bizanslıların Türkleri Anadolu'dan atma umutları sona erdi. Anadolu kesin Türk yurdu haline geldi. Türkler saldırıya Bizanslılar savunmaya geçti.
 
  • Denizciliğe ve deniz ticaretine önem verildi. Anadolu bayındır hale getirildi. Ahi teşkilatı kuruldu. Bilim dili arapça, resmi dil ve edb. dili farsça, saray ve orduda Türkçe konuşuluyordu.
 
  • Kösedağ savaşı (1243) yılında Moğollar ile Anadolu Selçuklu Devleti arasında yapıldı. Anadolu Selçuklu Devleti yenildi. Bu savaş sonucunda Anadolu Selçuklu Devleti yıkılma sürecine girdi. Anadolu Türk Birliği bozuldu. Türklerin batı ilerleyişi durdu. Anadolu'da yeniden beylikler dönemi başladı.



 
  • Devlet teşkilatı, sağlam bir esasa sahipti. Anadolu Selçukluları; Karahanlı, Büyük Selçuklu ve Abbasîlerin yanında diğer Türk ve İslam devletlerinin teşkilatlarından da büyük ölçüde faydalandılar. Bunları mükemmel bir şekilde kendi bünyelerine uydurdular. Sultanlar, devletin idaresinde hissedilen ihtiyaçlara göre teşkilatlarını genişlettiler ve zaman zaman da yenileme yoluna gittiler. Devletin, hanedan mensupları arasında bölüşülmesinin; bölünmeye ve saltanat mücadelesine sebep olduğu görüldü. II. Kılıç Arslan'dan sonra merkeziyetçilik geliştirildi.
 
  • Ordu; Gulamân-ı Saray, hassa ordusu, hânedâna mensup meliklerin kuvvetleri, Türkmen kuvvetleri, tâbi kuvvetler, ücretli askerler ve donanmadan oluşurdu. Ordunun ve idarenin esasını, mahallinde çiftçilerin ödediği vergilerle beslenen Türk iktâ askerleri teşkil ederdi. Orduda, dinî vazifeleri görmek ve gazâ ruhunu canlı tutmak maksadıyla âlim, dedrviş ve mutasavvıflar bulunurdu. Silah olarak, ok, yay, kılıç, kargı, çomak, gürz, mızrak, topuz, nacak, mancınık, merdiven, seyyar kule kullanılırdı. Ordudaki birlikler, çeşitli bayrak, tuğ ve alem taşırlardı.


    Eğitim, Kültür ve Edebiyat: Anadolu Selçuklu sultanları, kültür ve medeniyet hizmeti için, ilme ve âlimlere değer verdiler. Bir ilim ocağı olan medreselerde eğitim ve öğretim ücretsizdi. Vakıf gelirleri, onların geçimini temin ederdi. Medreselerde İslam ilimlerinden; tefsir, hadîs, kelâm, fıkıh ve tasavvuf yanında, matematik, astronomi, tıp ve felsefe gibi bilimler de öğretilirdi. Anadolu Selçuklu Devletini, ilim ve irfan yuvası haline getiren değerli âlimlerin arasında; Şihabüddin-i Sühreverdî, Necmeddîn-i Râzî, Muhyiddîn-i Arabî, Ahmed Fakîh, Mevlânâ Celaleddîn-i Rumî, Hacı Bektaş-ı Velî bulunur.

     
    3.SORU: OSMANLI DEVLETİNDE LALE DEVRİNİ ANLATINIZ?

  • Avusturya ve müttefiki Venedik'le imzalanan Pasarofça Antlaşması'nın 1718-1730 yılları arasındaki 12 yıllık barış dönemidir.
  • Haliç ve Boğaziçi olmak üzere abartı derecesinde bir yaygınlıkta lale yetiştirildiğinden ilk defa Yahya Kemal Beyatlı bu devir için Lale Devri tabirini kullanmıştır. 
  • Osmanlı tarihinin bir zevk, eğlence, barış, yenileşme ve sivil reform döneminin başlangıcı olarak anlaşılmıştır.
  • Vezirazam Nevşehirli Damad İbrahim Paşa'nın uzun sadaret yıllarını içine alan ve 1730'da Patrona Halil İsyanı ile sona eren bu dönem Batı ile siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin geliştirildiği zaman dilimini ifade eder.
  • Paris'e, Viyana ve Moskova'ya gönderilen elçilerden en önemlis 15.Louis nezdinde Paris'e gönderilen Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi başta eğitim olmak üzere Fransa'dan çok etkilenmiş ve bunu İstanbul'a taşımıştır. Bu arada Ticari ilişkiler gelişmiş, iki ülke arasında yılda 500 ticaret gemisi gidip gelmiştir.
  • Yenileşme politikasının en önemli göstergesi, İbrahim Müteferrika'nın evinde kurulan ilk matbaadır.
  • Tulumbacı Ocağı'nı kurulmuş. Kız kulesine'ne fener konulmuş. Tersane ıslah edilmiştir.

  • Sanat ve Edebiyattan hoşlanan Vezirazam Nevşehirli Damad İbrahim Paşa gayretiyle resmi bir tercüme heyeti kurulmuş Doğu'dan ve Batı'dan önemli eserlerin Türkçe'ye çevrilmesidir.

  • Topkapı Sarayı'nda Yenicami'de ve Damad İbrahim Paşa'nın Şehzadebaşı'ndaki külliyesi içinde kütüphaneler tesis edilmiş, şair Nedim'in hafız-ı kütübü olduğu saray kütüphanesinde dersler  yapılmış.

  • Çiniciliği geliştirmek için Tekfur Sarayı'nda bir çini imalathanesi kurulmuş. İznik ve Kütahya imalathaneleri restore edilmiş, kiremit imaline başlanmıştır.

  • Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi'nin ülkeye dönmesinden sonra İstanbul'da başta mimari olmak üzere hemen her alanda Fransız tesiri, süsleme sanatında ise barok ve rokoko tarzları kendini göstermiştir.

  • Boğaziçi ve Haliç kıyıları köşkler ve kasırlarla donatılmıştır. Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi'nin Fransa'dan getirttiği planlara göre inşa edilen yapılarda Avrupa mimarisinin tesirleri görülmeye başlamış, duvarlar Avrupalı ustalar tarafından batı tarzında süslenmiştir.

  • Köşklerin en önemlisi İbrahim Paşa'nın gayretiyle iki ayda tamamlanan Kağıthane'deki Sadabad Kasrı idi.Devlet adamları tarafından bu mekan kısa sürede şenlenmiş. Kağıthane deresinin iki tarafı beyaz köşklerle donatılmıştır.

  • Çeşmelerin en önemlisi Bab-ı Hümayün önündeki III.Ahmet Çeşemesi olup bu yapı daha sonra Azapkapı, Tophane ve Üsküdar meydanında yapılanlara örnek olmuştur.

  • Lalenin 839 türü yetiştirilmiş, yeni türlerin üretimi için yarışmalar düzenlenmiş.

  •  Osmanlı tarihi kaynakları bu zevk ve safa döneminde sarayın da etkisiyle ahlak yaşayış ve adetlerde değişmeler başladığını ve lüks tüketimin arttığını belirtir.

  • Başta padişah ve sadrazam olmak üzere devlet ricalinin gelenekleri zedeleyecek dereceye ve israfa varan eğlence düşkünlükleri bazı çevreleri  rahatsız etmekte gecikmedi. Sarayın ölçüsüz masrafları, geleneklerden kopma, sadrazam tarafından konulan aşırı vergiler başta ulema olmak üzere halkın büyük çoğunluğunun hoşuna gitmiyordu. Askeri reformlardan endişe duyan yeniçeriler de gayri memnun halkı destekliyordu.

  • 1726'da yapılan Osmanlı - İran savaşını Osmanlılar kaybetti. Doğuda gelişen bu olaylar merkezde III.Ahmed'e ve İbrahim Paşa'ya muhalefeti artırdı.  Patrona Halil isyanı sonucunda asilerin isteği üzerine I.Mahmud tahta çıktı. Böylece bu dönemin zevk ve eğlenceye bakan yönü sona erdiyse de yenileşme ve Batı'ya açılım faliyeti sürdü.

24 Mayıs 2016 Salı

Avrupa Tarihi ( Final Soruları ve Cevapları )


Arkadaşlar, Avrupa Tarihi Final sınavı soruları; bu 4 sorudan ikisi olucak?

1. a. Constantinapolis'in 4.yy dan-15.yy kadar olan hikayesini yazınız?
    b.Bizan'ta kadının toplumsal siyasi yeri nedir? (1.Soru'da a veya b şıkkı kesin çıkacak)
2. 15.yy - 18.yy a kadar astronomi alanında gelişmeleri anlatınız ?
3. 17.yy müzik ve tiyatronun alanında gelişmeleri anlatınız ?
4. 1610-1715 yılları arasında  Fransa'daki siyasi gelişmeleri anlatınız ?

1.A.SORU:KONSTANTİNAPOLİS'İN 4.YY DAN -15-YY'A KADAR HİKAYESİ ANLATINIZ?


Konstantinapolis, Konstantinos tarafından kurulur. Roma'da bu dönemde 2 imparator vardır. Konstantin 312 yılında Roma'ya girer. Konstantinos doğuya sefer yapar. İmparatoru yener. 337'ye kadar Roma'nın tek impratoru olur. Bizans, Perslerle mücadele eder. Başkent, Konstantinapolis ilan edilir. Burada antik bir yerleşim  olan Bizantion vardır. Çok korunaklı bir coğrafyadır. Ticari faaliyetler gelişmiştir. 4.yy'da Gothlar Edirne'ye kadar gelirler. İmparator Valens Gothlar'a karşı çıktığı seferde hayatını kaybeder. Konstantinapolis'e su kemerleri yaptırmıştır. I. Theodosius imparator olur. Çok katı bir Hıristiyandır. Paganizm'i yasaklar. Hukuku düzenler. 395 yılında Roma'yı 2'ye böler. Bu bölünmeyle Bizans daha da güçlenir. Batı ise çöküşe girer. 16.yy'da ilk kez Bizans denmiştir. Her yüzyılda Konstantinapolis kuşatılmıştır. Her zaman kendini savunabilmiştir. 4. Haçlı Seferi sırasında Latin istilasına uğrar. 57 yıl süren büyük yıkıma uğrar. Palalogos Hanedanınca Latinler kovulur. Makedon Hanedanı Bizans'a altın çağını yaşatır. 1074 yılında Anadolu Selçuklu devleti kurulur. Osmanlılar tarafından yıkılır. Konstantinos döneminde nüfusu artırmak için ekmek dağıtılır. Veba salgınıyla yüzbinlerce insan ölür. Devlet insanları eğlendirmek için At ve araba yarışları yapılır. Dans, pandomim, müzik, şarkı, jimnastik gibi gösteriler düzenlenir. 4 spor kulübü vardır. Maviler ve Yeşiller parti fonksiyonu da gösterir. Maviler ve Yeşiller bazen birbirlerine girmiştir. Bunlar halkın şikayetlerini imparatora bildirir. I.Justinyen döneminde imparatorluk sınırları çok gelişti. En büyük isyan da bu dönemde yaşanır. Maviler ve Yeşiller I.Justinyen'e karşı ayaklanır. Nike ayaklanması sonucu Ayasofya yakılır, saray bastırılır. İnsanlar kanunlardan şikayetçidir. Justinyen Roma Hukukunu yorumlar. Altın Çağ Diyojen'in ölümü ile sonlanır. Anadil Yunancadır. İlk başta Latince'de vardır. Batı, Latince; Doğu, Yunanca Bu bölünme Hıristiyanların bölünmesine sebeb olur. (Ders Notu Osman Erden)

1.B.SORU:BİZANS'TA KADININ TOPLUMSAL SİYASİ YERİ NEDİR ?
 
Bizans İmparatorluğu genellikle ataerkil bir devlet olarak tanımlanmıştır1 . Ancak, kadınların önemini gerek ekonomik gerekse çocuk doğurma açısından hukuki olarak kabul etmiştir. Altıncı yüzyıla kadar rızalı boşanmaya izin veriliyordu. Kilise, iki insanın evliliğini, Tanrı’nın taraflardan birinin ölümüne kadar sürmesini istediği bir birleşme olarak görüyordu. Ayrıca kilise birleşmenin bozulamayacağında ısrar ederken, evlenirken seçim yapılmasını da savunup desteklemiştir. Bir diğer hukuki durum ise, taraflardan biri manastır yaşamına girmeyi dilerse kilisenin boşanmaya izin vermesidir.  
 
İmparator VI. Leon (886-912) kadınların tanık olarak mahkemeye çıkmasını ya da ifade vermesini yasaklamıştı. Sözgelimi kadınlar pek çok davada cezalandırılmıyordu, çünkü kadın oldukları için yasayı anlayabilceklerine ya da doğruyla yanlış arasındaki farkı bilebileceklerine inanılmıyordu. Bir kadının genellikle hüküm giydiği yegane suçlar cinayet ve zina idi. 
 
Bizanslı kadınlar manastıra kapatılmıyordu ve kısıtlayıcı giyim yasalarına tabii değillerdi. Ama sokaklarda çok fazla kadın görmek alışılagelmiş bir durum değildi ve kadınlar genellikle peçe takıyorlardı. Çoğu Bizanslı kadın sade tarzda kostümler giyiyorlardı. En önemli giysi T şeklinde tasarlanmış tuniklerdi. Kadınların saçlarının uzun ve kusursuz olması da önemli bir detaydı. Saç lülelerinin arasına inciler takmışlardır. 
 
Günümüze ulaşabilen kaynaklara göre kadınların giysi dikmek, perakende ticaret, ortaklaşa maden işletmeciliği, gıda üretimi ve satışı gibi etkinliklerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bizans İmparatorluğu’nda imparatoriçenin ayrı bir konumu vardı. İmparatorla evlenince taç giyiyor ve o andan itibaren imparatorluk hanedanlığının aktarımcısı olarak görülüyordu. İmparator öldüğünde imparatoriçeye tahtın varisini seçme ya da onunla evlenme çağrısında bulunulması, imparatorluğun ilk yüzyıllarından itibaren bir gelenek haline gelmişti.
 
İster zengin ister yoksul olsun tüm kadınlar, baştan çıkarıcıdan (Havva) saflık ve ve erdem abidesine (Meryem) kilisenin dayattığı birbiriyle çelişen ve kutuplaşmış klişelerle baş etmek zorunda kalmıştı. Kadınlar hem Tanrı’nın armağanı hem de dünyanın bir laneti olarak görüldüğünden kilise kurucuları kadınlar hakkında kararsız kalmışlardır. Akıl karışıklığı Eski Ahit’in ilkelerinden kaynaklanıyordu. Yaratılış  Havva’nın Adem’in kaburgasından yaratıldıklarını ve dolayısıyla eşit olduklarını söylemektedir. Aziz Pavlus ise erkekleri ‘Tanrı’nın görüntüsünde’ olarak nitelerken kadınlardan ‘yardımcılar’ olarak söz etmektedir. Kilise bekarlığı kadınların cennetten kovulma v evlilik yoluyla kaybettikleri statüyü çilecilikle kazanmanın bir yolu olarak görmekteydi.

ERKEN BİZANS DÖNEMİ (500-1204)

Hıristiyan öğretilerine rağmen, genellikle kadınlara yönelik davranışlar düşmancaydı ve kadınlar, erkeklerden daha az aziz olarak kabul edilmişlerdir. Azize olarak kabul edilen ve kilise takvimine giren en fazla kadın, erken Hıristiyan döneminin şehitleri olmuştur ve bu zamandan sonra kadınların sayısı azalmaya başlamıştır. Onuncu yüzyılda beş kadın azizin yaşamları kaydedilmişken, on birinci, on ikinci, on üçüncü ve on dördüncü yüzyıllardan birer tane ve on beşinci yüzyıldan bir kadın aziz kayıt altına alınmıştır.

ORTA BİZANS DÖNEMİ (843-1204)

Daha önceki dönemlerde olduğu gibi Ortaçağ’da da manastır yaşamı Bizanslı Kadınlar için önemli bir seçenek olmaya devam etmişir. Her ne kadar genelde evde oturmaya meyilli olsalar da kimileri gönüllü olarak manastırların dini yaşamını seçerdi.

Rahibe manastırları liturjiler ve günah çıkarmalar için de erkeklere bağımlıydı,çünkü kadınlar papaz olamazlardı. Ayrıca rahibelerin, eksiksiz olarak günah çıkaracakları ruhani bir babanın gözetimi altında olmaları gerekirdi.

Manastırı kuran veya vakfeden aristokrat bir kadınsa, normalde başrahibe rolünü de üstlenirdi. Diğer durumlarda başrahibe bir öncekinin ölümü sonrasında rahibelerin oylarıyla seçilirdi. Bir manastırın kuruluşunda toprak, yapılar, malikaneler, köyler ve altın da dahil olmak üzere çok büyük miktarlarda servet el değiştirebilirdi. Bu tür harcamaların ardında yatan nedenler hem dini hem de toplumsaldı.

İmparatorluk Kadınları ve Evlilik Bizans İmparatorluğu’nda kimin tahta çıkacağı çoğu kez bir evlilik kararına bağlıydı. Bir imparator ardında tahta çıkacak bir oğul bırakmadığında, bir kız tahta çıkarak ya kendi başına ülkeyi yönetebilir ya da sivil veya askeri aristokratlar arasından imparator olarak idareyi eline alacak uygun bir eş seçebilirdi.

Bizans İmparatoriçeleri doğum veya evlilik yoluyla kendi şahsi tarzları doğrultusunda, farklı derecelerde işin içinde olarak veya koşulların belirlediği şekilde ülkeyi yönetirlerdi. Theodosius hanedanına doğumla veya evlilikle katılan kadınlar, özellikle de ikinci evliliği kendi ve oğlu III. Valentinianus adına yönetimi elinde tutmayı yaklaşık yirmi beş yıl boyunca meşrulaştıran Galla Placidia, dindar ama devlet işleriyle ilgili bir tarzda yönetmişlerdir. İmparatoriçe Theodora, I. Justinianos ile evlendiğinde, ani bir statü değişikliği yaşadı ve sonrasında devlet için öneme sahip kararların alınmasında büyük rol oynamıştır. II. Justinos’un eşi Sofia, imparatorluk ailesinin içinden gelme bir gelindi ve hastalık eşini devleti yönetemez hale getirdiğinde ülkeyi kocasının adına yönetmiştir. İkonakırıcı dönemde kocalarının ölümü, Irene ve Theodora’yı çocuklarının naibi olarak tahta çıkarmıştır; İkonakırıcı dönem sona erdiğinde Theodora, oğlu III. Mikhail için gelin yarışması düzenlemiş ve oğluna bir gelin seçmiştir.

İmparatorluğun yabancı güçlere karşı avantaj sağlayabilmesi için özellikle Orta Bizans döneminde Bizans prensesleri için gittikçe daha fazla yabancı evlilik ayarlanmaya başlanmıştır. Bir evlilik ittifakı potansiyel olarak o evlilikten doğan çocuklar nedeniyle, diğer uluslararası biçimlerine göre daha bağlayıcı ve uzun süreli idi.

 beşinci yüzyılda İmparatoriçe Marina’nın dilinin kesilmesi örneğinde olduğu gibi, zaman zaman kadınların işe karışmamaları için sakat bırakıldığı görülmüştür.

GEÇ BİZANS DÖNEMİ (1204-1453)

Kadınların Uğraşları Geç Bizans döneminde de kadınların başlıca meşguliyetleri yine aile ve çocuklarla ilgilenmek ev yaşamı, aile bütçesi ve çeyizleri idi. Ancak kadınlar, yavaş yavaş kamusal yaşama katılmaya, sokaklarda görünmeye ve hem yasal hem de dini kamusal tartışmalara girmeye başlamışlardır. 1453’ten önceki son otuz kırk yılda Selçukluların, Moğolların ve Osmanlıların fetihleri karşısında anlaşmalar ve ittifaklar çoğu zaman aristokrat Bizans kadınlarıyla ayarlanan evliliklerle kurulmaya çalışılmıştır.

Bu dönemde kadınların çoğu okur yazar olmamakla birlikte, saray çevrelerinde bulunan, siyasal ve dini konularda nüfuz sahibi olan iyi eğitimli kadınların da olduğu bilinmektedir.

 Kızlar için kabul edilmiş evlilik yaşı on ikiydi ve bir kadın yirmisine ulaşmadan birkaç kez dul kalabilir ve tekrar evlenebilirdi. Kadınların ortalama hayat beklentileri otuz beş, erkeklerinki kırk ikiydi ve en çok sayıda kadın ölümü on beş ile yirmi dört yaşları arasındaki çocuk doğurma döneminde gerçekleşmekteydi. Aslında dullar evli kadınlara göre daha fazla bağımsızlığa ve yasal haklara sahiptiler ve başlıca sorumlulukları çocuklarını eğitmek ve onlara bakmaktı. Bir kadının çocuk doğurma kabiliyeti, onun en önemli işlevi olmaya devam etmekteydi ve yüksek ölüm oranları, düşük yaşam beklentileriyle birlikte yasalar, evlilik kurumu ve dulluk haklarının yanı sıra çocukları da koruyacak şekilde uygulanırdı. Bir evlilik açısından ekonomik öneme sahip olan şey kadının çeyiziydi ve yasalar tarafından korunurdu.

KAYNAKÇA :www.akademia.edu-bizans'ta kadınlar

2. 15.YY-18.YY'A KADAR ASTRONOMİDE GELİŞMELERİ ANLATINIZ?




Modern bilimin en önemli dalı gökbilimdir. Modern gökbilim Rönesans, Kopernik ile doğmuştur. Kopernik bir rasathane inşa ettirmiş ve bir teleskop geliştirmiştir. Gök cisimlerinin hareketlerini incelemiştir. Luther, Kopernik'e karşı çıkar. Katolikler ilk olarak Kopernik'e karşı çıkmaktadır. Kopernik ilk kitabını Papa'ya ithaf eder. Kepler gök cisimlerinin daire değil, elips şeklinde hareket ettiğini savunur. Galileo teleskopu geliştirir. 30 kat daha fazla görüş uzaklığı elde eder. Engizisyonda yargılanır. Ancak yaşlı oluşundan dolayı öldürülmez ama fikirlerine yasak getirilir. Descartes'te astronomiyle ilgilenir. Evrenin sonsuz olduğunu öne sürer. Newton, yerçekimini keşfeder. Ay'ın nasıl düşmediğini, elmanın nasıl düştüğünü düşünür. Doğa felsefesinin matematiksel ilkeleri kitabını yazar

3.17.YY MÜZİK VE TİYATRO ALANINDA GELİŞMELERİ ANLATINIZ? 

Rönesans üslubundan, Barok üsluba geçildi. İlk opera İtalya'da Jacobo Peri isimli bir bestekar tarafından bestelendi. (Daphne) Monteverdi'nin ''Orphea'' isimli operasıyla günmüzde bilinen en eski operadır. İlk kurumsal opera Venedik'te kuruldu. Monteverdi'ye kadar enstrümanların sesi 2.plana atılıyordu. Bu dönemde enstrumantel müzikler de bestelendi. Symphonia ortaya çıktı. Sonat, konçerto da 17.yy da ortaya çıktı. İtalyanca'da konçerto mücadele demektir. Keman, Flüt, obua günümüzdeki hale geldi. Vivaldi ve Hendel küçük orkestralar için besteler ürettiler. Amatör müzisyenler ortaya çıktı. Nota defterleri, matbaa sayesinde daha ucuza çoğaltılabildi. İlk kez ücret ödeyerek müzik düetlerine katılım başladı. Müzik artık daha geniş kitlelere ulaşıyor. 1640'ta opera salonlarında artık 8 farklı opera üretilebiliyor. Londra ve Roma'da önemli gelişmeler olur.

Farklı müzikal formlar ortaya çıkmıştı. Opera metnine liberetto denir. Oyunculuk, dekorasyon ve müzik bir aradadır. Rönesans'a kadar tiyatro, din alanının bir etkinliğiydi. 16.yy 2.yarısına kadar din dışı tiyatrolar yapılıyordu. 16.yy İspanyasında tiyatro çok gelişmesine rağmen sadece dini oyunları oynuyordu. İngiltere'de tiyatro binaları inşa edildi. Bilet satılarak oyunlar oynanır. Bu oyunlar daha özgür olacaktır. 17.yy'ın başında Londra, Madrid ve Sevilla önemli tiyatro merkezleri olur. Shakespeare ve Ben Jonson rekabet içindedirler. 17.yy İngilteresinin en bilinen 2 ismidirler. Lope de Vega, İspanyanın en önemli tiyatro yazarlarındandır. Pedro Calderon de la Baca da önemlidir. Londra'nın %10'u  her hafta en az 1 kez tiyatroya giderdi. En ucuz boş zaman geçirme unsurudur. 17.yy'da Fransa'da Kardinal Richelieu önemli bir isimdir. Tiyatroyu ilk ciddiye alan devlet adamıdır. İtalyan dekoratör ve İspanyol mimarları Fransa'ya davet eder. Kardinal Richelieu, tiyatroyu devletin dünya görüşünü yaymak için kullanır. Pierre Corneille, Jean Radre, Fransa'nın en önemli komedi trajedi yazarlarıdır. Moliere ise en önemli komedi yazarı olmuştur. (Ders Notları Osman Erden)

4.1610 -1715 YILLARI ARASINDA FRANSA'DAKİ SİYASİ GELİŞMELERİ ANLATINIZ?





Fransa'da 4. Henry'den sonra Louis'ler başa gelir. 4. Henry bir Protestan'dır. Prostestanlar ve Katolikler arası barış sağlanır. Bir düğün bile düzenlenir. Ancak düğün gecesinde kanlı bir düğün yaşanır. Aziz Barthelomeos katliamı olarak anılır. 4. Henry Katolik olmayı kabul eder ve Nant Fermanı'nı imzalar. Tüm mezhepleri eşit kabul eder. Monteigne'in 4. Henry'nin fikirlerini etkilediği düşünülür. Sivil özgürlükleri sağlayan bir düşünce sistemi vardır. 4. Henry döneminde yerel yönetimler önemsenir. 1610 yılında 4.Henry öldürülür. 13. Louis çocuk yaşta tahta geçer. 13. Louis, 4.Henry'nin politikalarını değiştirir.13. Louis döneminde Kardinal Richeliev başbakan olur. Onun yaptığı önemli işlerden biri soyluları yönetimden uzaklaştırmaktır. Richeliev dış politikada saldırgan bir tutum izler. 17.yy'da Fransa tamamem Habsburg Hanedanı tarafından sarılmıştır.( İspanya, Avusturya, Kuzey İtalya ). 30 yıl savaşları yaşanır. Fransa kazanır. Vestfalya Antlaşması imzalanır.

Burjuvalar aristokratlarla birlikte hareket ettiler. Fransa dış politikada savaştan uzak durmaya çalıştı. 16. Louis başa geçer. Çeşitli toplumsal şartlar sebebiyle Fransız ihtilali gerçekleşir. Özellikle de mali krizler sebeb olmuştur. Köylüler-Burjuvazi-Aristokrasi arası gerginlikler yaşanır. Burjuva ve Köylüler iktidara karşı birleşirler. Deniz kentleri zenginleşirler ama bu zenginleşme enflasyonu beraberinde getirir. Üretim azalırken, işsizlik artar. 1789'te bir de kuraklık/kıtlık yaşanır. Daha sonra da aşırı yağışlar, tarımı olumsuz etkilediler. 18.yy'da 7 yıl savaşları yaşanır. Prusya ve İngiltere; Fransa, İsveç, Rusya ve Avusturya'ya karşı savaşır. Prusya Kralının, Saksonya'ya saldırısı neden olur. 1758'de İngiltere Fransa'yı yener. İngiltere, Avrupa'daki deniz üstünlüğünü elde eder. Prusya kıta avrupasındaki en güçlü devlet olur. Ancak İngiltere'nin Amerikan kolonileri ayaklanır ve 2 yıl sonunda Amerikan kolonileri bağımsız olurlar. 1778'de Fransa, 1779'da İspanya ve 1780'de Hollanda bu isyanlara destek  verirler. 4 Temmuz 13 koloninin bağımsızlık günüdür. 1783'te, İngiltere Amerika'yı tanır. Kanada İngiliz egemenliğinde kalır. Florida, İspanya'ya verilir. 1614 yılında Fransa'da son kez genel meclis toplanır. Genel meclis 5 Mayıs'ta tekrar toplanarak Ulasal meclis kararını alırlar.

Meclisin solundakiler Cumhuriyetçiler, sağında Kraliyet yandaşları oturur. İlk yaptıkları iş kilisenin topraklarını ulusallaştırmak olur. 17 maddelik İnsan Hakları Bildirgesi'ni yayınlarlar. Sansür yasaklanır, eşitlik kabul edilir, yasama yürütme ayrılır, yerel idari bölünme kaldırılır. İller oluşturulur ve ayrıcalıklı makamlar kalkar. Ulusal Meclis'in çoğu kilise karşıtıdır. Bu dönem Aydınlanma Çağı'dır. Papa tarafından tepki gösterilir. Taşra Papa'yı seçerek devrim kartşıtı hareketleri oluşturur. Anayasa oluşturulur. 3 Eylül 1791 yılında Meşrutiyet ilan edilir. Başında Robes Pierre Danton'un bulunduğu grup radikal Cumhuriyetçidir. Avusturya ve Prusya Fransa'daki bu hareketlerden rahatsızlık duyarlar. Fransa, Avusturya ve Prusya'ya savaş açar. Cumhuriyetçi Jacobenler 16.Louis'i tutuklar ve idam ederler. Giranderler ve Jacobenler rekabet eder ve Jacobenler kazanır. Giranderler idam edilir. Robes Pierre'in emriyle 30-40 bin kişi idam edilir. Bu döneme terör dönemi denir. 1 sene sürer. Sonradan Giranderler tekrar üstünlüğü ele geçirir. Giranderler Robes Pierre'i idam ederler. Fransız Devrimi'nde işkence yasaklanmadığı için giyotin kullanılır. Günümüz Demokrasi'sinin temelleri atılır. Giranderler yeni bir anayasa ilan ederler. 5 üyeli bir direktuar yönetimi oluşturulur. Direktuar yönetimi 5 sene sürer. Napoleon darbe yaparak kendini I.Konsül ilan eder. 1804 yılında kendini imparator ilan eder. Fakat geri dönüş yaşanmaz. Bir halk egemenliği yine söz konusudur.

Napoleon, Fransız İhtilali'ni evrensel kılmak için İspanya, Danimarka, İtalya gibi ülkeleri işgal eder. Rusya'ya kadar saldırır ama yenilir. İngilizler Fransaya saldırır ve Nopolean Elbe Adasına sürülür. I.Restorasyon dönemi başlar. Napoleon 1815'te geri döner. Waterloo savaşı yaşanır. İngilizler kazanır. Bu kez St.Helen Adası'na sürülür. Avrupa'da Napoleon savaşlarının oluşturduğu değişiklikler I.Viyana Kongresi'nde restore edilir. Almanya'nın ulusal  bütünlüğünü sağlamasına yardım etmiştir. Napoleon savaşları evrenseldir. Ludwig Van Bethoven 3.senf sini Napoloen'a adasa da sonradan değiştirir. Goya'da Napoleon'a destek verse de sonradan ona karşı çıkar. Napoleon, Büyük İskenderle özdeşleştirilir. Mısır olayının temeli Napoleon döneminde atılır. Hiyoroglifler çözülür. II. Restorasyon dönemi 1850 yılına dek sürer. Tekrar Burban Hanedanı başa gelir. 2.kez devrim gerçekleşir. Tekrar yaşanır. Louis Philip kraldır. Liberal Monarşiyi benimser. 1848'de tüm avrupada devrimler yaşanır. Endüstrileşme yaşanır. 4.grup olan emekçiler ortaya çıkar. Emekçilerin ayaklanmaları sonucu tekrar Cumhuriyet kurulur. Bu Cumhuriyet meclisi muhafazakardır. III.Napoleon darbe yapar. Fransız felsefesi ve siyaseti tüm dünyayı etkilemiştir.
(Ders Notu Osman Erden)