8 Haziran 2017 Perşembe

Bizans Sivil Mimari ( Final Soruları )


2017 Bizans Sivil Mimari Çıkmış Final Soruları :

10 adet slayt gösterilecek. Slaytta gördüğünüz yapıların;
a. Yapının ismi
b. Yapının Türü
c. Yapının tarihi
d. Yapının yeri şeklinde cevaplayınız.

  1. Bizans Kenti
  2. Bians Kenti Kapadokya
  3. Tekfur Sarayı
  4. Yılanlı Sütun
  5. Theodosius Obeliski
  6. Constantinus Forumu / Sütunu
  7. Theodosius Zafer Takı
  8. Valens Su Kemeri
  9. Altın kapı
  10. Kara Surları
Haritada rakamla işaretli olan yerlerin isimlerini yazınız.
  1. Milion Taşı
  2. Constantinus Forumu
  3. Mese
  4. Theodosius Forumu
  5. Pheladelphian
  6. Valens Su Kemeri
  7. Arcadius Forumu
  8. Altınkapı
  9. Theodosius Limanı
  10. Constantinus Surları
  11. Theodosius Surları
  12. Blakhernea Sarayı
  13. Blakhernea Surları
  14. Büyük Saray
  15. Boukoleon Sarayı



7 Haziran 2017 Çarşamba

Turizm ve Sanat ( Final Sorusu )



1. Türkiye'nin  dünya turizminde sahip olduğu avantajlarını, önceliklerini değerlendiriniz.

Açıklama : Dünyada Türkiye'yi nereye koyabilirsiniz. Arkeolojik tarih açısından ele alabilirsiniz, tarih açısından ele alabilirsiniz. Diğer dünya ülkelerine göre çok daha ön plandadır diyebilirsiniz. Türkiye'nin sahip olduğu inanç turizmi veya mimarisi, arkeolojik mirası, prohistorik mirası, insanlık tarihi, somut olmayan miras hangi açıdan ele almak istiyorsanız. Türkiye neolitik kültürlerin bulunduğu yer olduğu aynı zamanda neolitik kültürlerin bir çeşit yaşadığı bir yerdir. Bu açıdan da değerlendirebilirsiniz.

Tarihi Çevre ( Final Sorusu )


İstediğiniz bir yapı ile ilgili bir bilgilendirme levhası hazırlayarak final sınavı saatinde getirip teslim edebilirsiniz. Final sınavı yerine geçecek veya sınava girerek aşağıdaki soruya cevap verebilirsiniz;

1. Türkiyede somut olmayan kültürel mirasın genel değerlendirmesini yapınız. ( Kültür ve Turizm Bakanlığının sayfasında Kültür Miras Listesinden faydalanabilirsiniz.)

6 Haziran 2017 Salı

İslam Öncesi Türk Sanatının Gelişimi ( Final )


2017 Çıkmış Final Soruları :

A grubu :

1. Bilge Kağan külliyesinin planını çizerek ayrıntılı şekilde anlatınız.
2. Göktürk Heykel Sanatını detaylı bir şekilde anlatınız.
3. Uygur Şehir yapılarını detaylı bir şekilde anlatınız.

B grubu :
 
1. Kültigin Külliyesinin planını çizerek ayrıntılı şekilde anlatınız.
2. Göktürk Kaya resimlerini detaylı bir şekilde anlatınız.
3. Uygur mimarisini detaylı bir şekilde anlatınız.


4 Haziran 2017 Pazar

İslam El Sanatları ( Final )


2017 Çıkmış Final Soruları :

1. Osmanlı seramiklerini örneklerle anlatınız.
2. Maden bezeme tekniklerini açıklayarak anlatınız.

İznik Çini Fırınlar :

   İznik'teki çalışmalar iki döneme ayrılır. 1963 -1969 yılları arasında sürdürülen I. Dönem çalışmalarında Milet işi, Haliç işi, Şam işi, Rodos işi gibi isimlerle tanımlanmaya çalışılan Osmanlı seramik ve çinilerinin asıl ve önemli üretim merkezinin İznik olduğu, deforme ve yamuk parçalar, yarı mamul fragmanlar, pişirim malzemeleri yanında, içi doluyken çökmüş durumda bulunan fırın kalıntılarıyla bilim çevrelerince  kanıtlanmıştır. En önemli sonuç, o zamana kadar Osmanlı dönemi çini ve seramik merkezinin kesinlik kazanamamış üretim yeri konusunun çözümü ve ilgililerce kabul görmesi olmuştur.
   1969 yılında çalışmaların başka bölgelere kayması ile ara verilen İznik kazılarına 1981 yılında ''İznik Çini Fırınları Kazısı'' adı ile tekrar başlanmış ve halen devam edilmektedir. 1983 yılında II. Murat Hamamı doğusundaki alanda iki sondaj yapılmış. I. Dönem kazıları sırasında aynı alanda yapılan sondaj verileriyle birleştirilince 1984 yılından itibaren bu alanın kazısına başlanmıştır. Bu atölye bölgesinde şimdiye kadar dört fırın kalıntısı ortaya çıkarılmıştır.

Rumi Desenler :

   Fatih Sultan Mehmed dönemi sarayında yeni bir anlayışla yorumlanan rumi ve hatayi üslubunu '' Baba Nakkaş Üslübu '' olarak tanımlanmış. Fatih devri bezem üslubunu onun adıyla özdeşleştirmiştir. Rumi ve hatayi girift  bezeme yoğundur, damarlı çiçeklerin taçyaprakları içe kıvrılmış uçlarıyla üç boyutlu gibidir. Bu motif İznik seramiklerinin, Baba Nakkaş'ın etkisi altında kaldığı ilk evresinin karakteristik özelliklerinden biridir.
   Zemin rengi lacivert ( kobalt mavi ) olup, kompozisyonlarda ''rumi'' desen hakimiyeti vardır. 1480'den itibaren başlayan bu motif 1560 - 1570 arasında duraklasa da, 1620 sonlarına kadar devam eder. İznik seramiklerinde uygulama dönemi çok uzun olmuştur. Bezemeler iki şekildedir. Birinci şekilde '' rumi motifler '' objenin tamamına hakimdir. İkinci uygulamada ise '' rumi motifler '' farklı bir kompozisyonda tamamlayıcı desen olarak kullanılmıştır.
   Şah Kulu'nun öğrencilerinden olan Kara Memi ise Osmanlı süsleme sanatının en önemli sanatçılarından biri olarak kabul edilir. Aslında müzehhip olan  Kara Memi özellikle kitap süslemesinde klasik kuralları esnetmiş ve yeni bir üslup ortaya koymuştur. Genellikle gül, lale, nergis, sümbül, haseki küpesi ve kır çiçekleri kullanmıştır. Saray nakkaşbaşı olan Kara Memi de selvi ve bahar ağaçlarını, asmaları, lale, gül, sümbül, kantaron çiçeği, zambak, karanfil çiçeği ve bunların goncalarını az miktarda sadeleştirme yaparak kullanmaya başlamış ve yeniden kullanılmaya başlanan kırmızı, yeşil, mavi, lacivert, turkuaz ve ağaç gövdelerindeki kahve renkleriyle İznik seramiklerinde bir bahar devri yaşanmıştır.

Kütahya Seramikleri :

Çanakkale Seramikleri :

Madeni Eser Yapım Teknikleri :

1. Döküm Tekniği
   Yüksek sıcaklıkta eritilmiş madenlerin, istenilen biçimlerde hazırlanmış kalıplara dökülerek dondurulması işlemine döküm denir.
   Dövme tekniğinde, usta her parça ile tek tek uğraşmak zorunda kaldığı için bu yöntemle çalışmak hem uzun hem de zahmetli bir iştir. Ancak döküm tekniğinde ise daha kısa sürede daha çok eser yapılabilir.
   Büyük boy eserler birkaç parça halinde dökülür, elde edilen bu eserler ise lehimle birleştirilir.
    Döküm tekniğinde en çok kullanılan malzeme ise tunçtur.
2. Dövme Tekniği
   İnce levha halindeki maden, örs yada kütük üzerinde çekiç yardımıyla şekillendirilir.
   Ağzı geniş olan tas, tabak, sini, sahan gibi kaplar genellikle dövme tekniğinde ve çökertme denen, levhayı içten çekiçleme usulüyle elde edilir. Yükseltme denen ve levhayı dıştan çekiçleme usulünde ise yüksek boyunlu derin maşrapa, ibrik, vazo gibi kaplar yapılmıştır.
   Dövme tekniğinin uygulandığı eserlerde kulp, ayak gibi kısımlar isteniyorsa bu paraçalar ayrıca yapılıp daha sonra  eserin gövdesine lehimle birleştirirlir. Ancak tek parça levhadan kulplu, ayaklı kaplarda yapılır.
   İnce işçilik isteyen bu teknikte en çok kullanılan madenler bakır ve pirinçtir.
3. Tornada Çekme Tekniği
   Kendi ekseni etrafında dönen levhaları, torna tezgahında istenilen biçimde şekillendirilerek yuvarlak gövdeli eserler üretilmiştir. Ancak bunlar seri üretim olup bir nevi fabrikasyon imalatlardır.

Madeni Eser Bezeme Teknikleri
  1. Kazıma Tekniği
  2. Çakma Tekniği
  3. Kabartma Tekniği
  4. Savat Tekniği
  5. Telkari Tekniği
  6. Kakma Tekniği
  7. Delik - İşi Tekniği
  8. Madeni Eseri Renkli Cam ve Değerli Taş ile Bezeme Tekniği
1. Kazıma Tekniği :
   Bu teknikle ucu sivri kalemler, keskiler ya da sivri uçlu kazıma aletleri yardımıyla eser üzerine çizgiler ve yivler işlenir. Daha sonra ise, açılan yivler içerisindeki madenler oyularak dışarıya çıkartılır. Madeni eserler, yivler ve derin çizgilerle bezenir.
2. Çakma Tekniği :
   Bu teknikte ucu küt kalemler ve çekiç kullanılarak yivler açılır, ancak kazıma tekniğinde olduğu gibi maden oyulup dışarı çıkarılmaz. Açılan yivlerin kenarlarına yığılan maden, törpüler yardımıyla temizlenir.
3. Kabartma Tekniği :
   Madeni eser üzerine değişik uçlu kalemler ve çekiç yardımıyla yapılan süsleme tekniğidir. Üç şekilde, yüksek kabartma, alçak kabartma ve kalıpla kabartma olarak madeni esere uygulanır. Bu kabartma süslemeler eserin içinden ya da dışından yapılabilir. Yüksek kabartma uygulanırken desen eserin içinden çekiçlenir ve yükseltilir. Alçak kabartmada ise eser hafif olarak dıştan çekiçlenir ve çökertilir. Kalıpla yapılan kabartmada ise aynı desenin friz halinde tekrar edilmesi sırasında kullanılan bir bezeme şeklidir. Kalın tunç bir çubuk üzerine çizilen desen, tavlanmış maden üzerine yerleştirilir, daha sonra ise çekiçle arkasında vurularak tunç çubuk üzerindeki desenin maden üzerine geçmesi sağlanır.
4. Savat Tekniği :
   Madeni eserin üzerine, daha önce kazıma tekniğiyle açılan yivlerin içine kükürt-bakır-kurşun karışımı siyah macun doldurularak yapılan süsleme unsurudur. Daha önceden hazırlanan macun, soğutulduktan sonra havanda dövülerek toz haline getirilir. Hazırlanan bu toz, yivlerin içine doldurulur ve maden düşük ısıda fırınlanır. Bu karışım eriyerek madene yapışır. Bu süsleme tarzı, daha çok altın ve gümüş eserlerin süslenmesinde kullanılmıştır.
5. Telkari Tekniği :
   Altın veya gümüş telleri, ince bir işçilikle eğip bükerek desenler yapıp bunları madeni zemine tutturma işine Telkari denir. Bu teknik özellikle ziynet ve süs eşyalarında kullanılmış bir bezeme tekniğidir.
6. Kakma Tekniği :
   Madeni eserler üzerinde açılan yivlerin, gözeneklerin ya da yuvaların içine başka renk ve madenin doldurulmasıyla elde edilen süsleme tekniğidir. Eser üzerine açılan yivlerin içine altın, gümüş ve bakır teller, açılan yuvalara ise altın, gümüş ve bakır varaklar yerleştirilir. Bu teknikte, eser üzerine yapılan bezemeler hem renkli hem de belirgin bir özellik kazanırlar.
7. Delik-işi Tekniği :
   Kesici ve delici aletler kullanılarak, madeni eserle üzerine yapılan delikli bezemelerdir. Bu teknikte, eserin üzerine çizilen desen dışındaki alanlar kesilip çıkartılır, bazen de zemin bırakılır sadece çizilen desen çıkartılır.
8. Madeni Eseri Mine, Renkli Cam ve Değerli Taş ile Bezeme Tekniği : 
   Eser üzerine açılan yuvalara veya lehimleme yoluyla elde edilen gözenekler içine değerli taşların, renkl camların ve mine gibi renkli dolguların yerleştirilmesiyle elde edilen süsleme tekniğidir.
   Madeni zemin üzerinde telleri lehimleyerek gözenek yapmaya ? denir, madeni zemini çökertme ya da oyma yapmaya ? denir.
   Mine ile madeni eseri süslemede şu yöntem kullanılır. Toz camlar ve renk veren maden oksit bileşimi yüksek sıcaklıkta eritilir, dövülerek tabaka haline getirilir daha sonra ise soğutulur ve tekrar dövülerek toz haline getirilir. Bu hazırlanan toz yıkanır, eser üzerine tatbik edilir. Son aşamada ise hazırlanan eser fırınlanır ve üzerinde toz halde bulunan cam eriri ve madene yapışır, buna bağlı olarak renk tonları geliştirilir.
   Mine tekniğinde süsleme daha çok altın, gümüş ve bakır madeni üzerine uygulanmıştır.

Cam :
   Cam temel maddeleri %70 silis (silisyumdioksit), %15 soda (sodyumkarbonat) ve potas(potasyumkarbonat), %10 kireç (kalsiyum karbonat ve %5 diğer katı maddeleri ile renklendiriciler karışımının yüksek sıcaklıkta 1500 C eritilmesiye oluşmaktadır.

Camın Yapım Teknikleri :

1. İç Kalıp Cam Yapım Tekniği
2. Kalıba Basma Tekniği
3. Mozaik Cam Tekniği
4. Üfleme Tekniği
    a. Serbest Üfleme
    b. Tüp Üfleme
    c. Kalıba Üfleme
3. Mozaik Cam Tekniği :
   MÖ.2000'den İslami dönemlere kadar kullanılan bu teknikteki ilk örnekler, tek renkli çubuk camların değişik motifler çıkaracak şekilde yapılmasıyla oluşturulmuştur. Fakat daha sonraları çok renkli birleşik çubuklar kullanılmaya başlanmıştır. Cam ustası farklı renklerdeki camları birleştirip ısıtır ve renkli çubuk karışımları oluşturur. Çekerek uzattığı bu camları küçük parçalar halinde keser, bunları bir kalıp içine yerleştirir. Cam parçalarının dökülmemesi için üzerine bir kalıp daha yerleştirir ve fırınlanır. Ağız kısmına cam çubuk yerleştirerek ağız kısmı oluşturulur. Sonrasında ya çark yardımıyla ya da ateşe tutularak parlaması sağlanır.

4a. Serbest Üfleme :
   Piponun ucu kızarıncaya kadar ısıtıldıktan sonra  suda biraz soğutularak potanın içinde erimiş olan cam alınır ve sürekli döndürülerek işleme masasına götürülür. Bir ucu ağza alınan pipoya üflenerek diğer ucundaki cam istenilen şekli aldığında, noble olarak adlandırılan diğer bir metal çubuğun ucunda bulunan bir parça erimiş cam, piponun ucundaki kabın dibine yapıştırılarak kabın pipodan kolayca ayrılması sağlanır. Pipodan ayrılan kısımda oluşan delik ağız haline getirilir ve cam nobleden ayrılarak tavlanır. Genellikle bu cam kapların diplerinde cam kırığı şeklinde oluşan noble izi bulunmaktadır. Günümüz cam yapımında da daha yaygın kullanılan bir tekniktir.
4b. Tüp Üfleme :
   Bu teknikte pipo yerine önceden hazırlanmış cam borular kullanılır. Cam borunun bir ucu ısıtılır ve sıkıştırılarak kapatılarak tüp oluşturulur. Bu tüpün diğer ucundan pipo yardımıyla üflenerek şişirilir ve istenilen şekil verildikten sonra tüpün geri kalan kısmı kırılır ve ağız düzleştirilir.
4c. Kalıba Üfleme :
   Öncelikle tahta, taş veya pişmiş topraktan, istenilen kalıplar yapılır. Isıtılmış piponun ucuna alınan cam topağı kalıp içine indirilir ve kalıbı dolduruncaya kadar, diğer ucundan üflenerek şişirilir ve istenilen form elde edilmiş olur. Kalıplar süslemeli olarak da yapılabildiğinden kalıplara camın üflenmesiyle işi de aynı anda yapılabilmektedir. Bu teknikle üretim daha da hızlanmıştır.

Tombak :
   Tombak, altın-civa karışımı ile kaplanmış bakır ve bakı alaşımı eşyanın genel adıdır.
    18. yy.'da ekonomik nedenlerle altın ve gümüş eserlerin yapımının azalması, altın görünümlü tombakların çoğalmasına neden olmuştur.




  

1 Haziran 2017 Perşembe

Anadolu Selçuklu Mimarisi ( Final )


2017 Çıkmış vize sorusu: Anadolu Selçuklu Mimarlığının gelişimini örneklerle anlatınız.
2017 Çıkmış final sorusu: Anadolu Selçuklu medrese mimarlığının gelişimini örneklerle anlatınız.

Kervansaraylar :

Anadolu Selçuklu mimarisinde en önemli yapı örneği Kervansaraylardır. Daha sonra Medrese ve Camii gelmektedir. Anadolu Selçuklularında ticaret çok önemli olduğu için ticari yapılar ön plandadır.
   Anadolu Selçuklular Sinop ve Antalya'nın alınması ile Kuzey ve Güney ticaret yollarına sahip olmuş, ipek ve baharat yollarının Anadolu'dan geçmesi, Venedikliler ile yaptıkları ticaret antlaşması ile Selçuklular ticari gelişmeye önem vermişlerdir. Bu nedenle Kervan yollarının güvenliğini sağlamak için oluşturdukları Derbent Sistemi ile Anadolu'da ilk sigorta anlayışını başlatmışlardır. Derbent sistemi  kervan yollarının yakınındaki köyleri yolun güvenliğinden sorumlu tutmuşlar bunun karşılığında köy halkını vergiden muaf kılmışlardır.
   Kervansaray inşası ticaret ile doğru orantılıdır. Genel olarak şehirlerarası yollarda yapılmışlardır. Kervansarayın ilk örneklerini Anadolu dışında Karahanlı, Gazneli ve B. Selçuklu da görmekteyiz. Bunlar ribat olarak geçmektedir. Ticaret den çok askeri amaçlıdır. Anadolu da ki Kervansaraylara ön örnek oluşturmuşlardır. Kervansaraylar 20-30 km. mesafelerle inşa edilmişlerdir. Bu aralık yol ve iklim koşullarına göre belirlenmektedir. Develerle yapılan Kervan yolculuğu ilkbahar ve sonbahar aylarında yapılmaktadır.
   Kervansaraylarda vakıf sistemi vardır. Bütün hizmetler 3 gün 3 gece ücretsizdir. Hayvanların yem ihtiyacı karşılanır. Yolcuya belirli erzak ve yiyecek verilir. Maaş ile çalışan hizmet ekibinde imam, nalbant, aşçı, ayakkabıcı, baytar vb. bulunur.
   Kervansaray yapımı su kaynağıyla bağlantılıdır. Hamam, fırın gibi yapılar dışında yer alır. Dış bağlantısı tek bir kapı ile sağlanır. Beden duvarları 10 - 12 mt. olabilmektedir. Tek katlı yapılardır. Süsleme taç kapıda toplanır. Bu nedenle taç kapı abidevi ve gösterişlidir. 3 - 4 mt. yükseklikte mazgal pencere açıklıkları bulunur.
    Kervansarayların birinci amacı ticarettir.Başka amaçla da kullanılmıştır. Ordunun ihtiyacı ve posta teşkilatının konaklaması için de kullanılmıştır.
   Kapalı birimlerde aydınlık feneri vardır. Avlu ve kapalı birimden oluşan hanların klasik şemasıdır. Avlu etrafında kapalı bir takım mekanlar vardır. Kapalı birimin ortasında zeminden yüksek sekiler bulunur. Hayvanların yükleri bu şekilde bırakılıp hayvanları kenara bağladıktan insanlarda yüklerin yanına yatar.
   Kervansaraylar 3 gruba ayrılmaktadır. 1. Kapalı birim (örtü sistemi tonozdur) 2. Açık avlulu birimler (açık avlu etrafında birimlerden oluşan hanlar) 3. Avlulu ve kapalı birimden oluşan. En yaygın olan klasik şema avlulu ve kapalı birimden oluşan Kervansaraya örnek verirsek, Aksaray Sultan Hanı'dır. Hem avlu hem de kapalı birim Kervansarayın bütün öğelerini barındırmaktadır. Banisi I.Aleaddin Keykubat dır. Üst örtü tonozdur. Kesme taştan yapılmıştır. Mazgal pencereler bulunur.Askeri mimariyi hatırlatan köşe kuleleri kurgusu vardır. Kayseri medreselerinde olduğu gibi. Özellikle sultan hanlarında avlunun ortasında bir köşk mescid bulunur. Yalın bir cephesi gösterişli bir taç kapısı vardır. Süslemelerin toplandığı diğer bir alan ise avlu ortasında bulunan mescid ve mihrabıdır. Aksaray Sultan Hanı'ı en süslü ve en gösterişli kervansaraydır. Avlulu ve kapalı birimden oluşan diğer önemli Kervansaray ise Karatay Hanıdır. Taç kapısında  ki geometrik, bitkisel, figürlü süslemeleriyle önemli bir yapıdır. Ayrıca cephelerinde orijinal çörtenler de yer almaktadır. Taç kapısında  insan ve hayvan figürleri de yer almaktadır.
   Kapalı birimden oluşan hanlara örnek verirsek. Öresun Hanıdır. Tek bir tonozla örtülmüşlerdir.
   Açık birimden oluşan, avlulu revaklı hana örnek Kırkgöz hanıdır. Avlu etrafında gelişen mekanlar mevcuttur. Büyük boyutludur.

Mezar yapıları:

  Anadolu Selçuklu mimarlığında mezar yapıları kümbet veya türbe olarak tanımlanmaktadır. Anadolu mezar yapıları hem kubbeli hem külahla örtülmüşlerid. Büyük çoğunluğu iç mekanda kubbe ile dışarıya külahla yansıtılmıştır. Mezar yapıları yuvarlak veya çokgen dir. Kümbet kesme taştan, 2 katlı olarak uygulanmaktadır. Alt katta gömü odası üst katta ise sembolik lahtin bulunduğu ziyaret bölümü yer almaktadır. Kare, altıgen, çokgen ve eyvan şeklinde Anadolu'ya özgü örneklerdir. Dışları süslü içi sadedir. Osmanlı da ise hem dış hem iç süslüdür. Kümbet içinde küçük bir mihrap nişine yer verilmektedir. Sekizgen en çok tercih edilen formdur. Anadolu Selçuklu mimarlığında banilerin türbesi yaptırdıkları yapı birimine bağlantılıdır. Anadolu dışındaki mezar yapılarının en önemlilerinden biri Tim'deki Arap Ata Türbesidir. Hem süslemeleriyle hem formuyla mezar mimarisinde  belirleyici olmuştur.
   Anadolu da ki mezar yapıları süslü olmakla beraber İslam coğrafyasına bakıldığında en yalın mezar yapıları And. Selçuklu döneminde görülür.Örnek verirsek Konya da ki Kılıç Arslan Türbesi önemlidir. Burada 10 Selçuklu sultanı gömülüdür. Kümbethane ya da Sultanlar türbesi olarak geçer. Türbe devşirme mlz. ile yapılmıştır. 12.yy. ikinci yarısında inşa edilimiştir.
   Selçuklu çağında baninin türbesi yapı ile ilişkilendirilmesi yaygın bir uygulamadır. Bani tarafından inşa edilen medrese ile ilişkisi bazen kapı açıklığı bazen de bir dua penceresi ile sağlanır. Örneğin Erzurum Çifte minareli de ana evyanın üzerinde türbe bulunur. Bazılarında ise sonradan ilave edilmiştir. Kayseri Huant Hatun Camiinde ya da Keykavus Şifahanesinde yan eyvanlardan birinin önü kapatılarak mezar yapısı olarak düzenlenmiştir.
   Türbenin ziyaret bölümü çini ile kaplıdır. Sekizgen form en yaygın olandır. Bağımsız mezar yapısına örnek Kayseri Çifte Kümbetdir.

Camiiler :

  Anadolu Selçuklu mimari süreci erken Türk beylikleriyle bir hazılık dönemi yaşar. Bazı plan tipleri ve yapı örnekleri ilk defa erken Türk beylikleriyle Anadolu'ya gelir Selçuklular 13.yy. da  bu mimari örnekleri geliştirirler ve 13.yy'da Selçuklu üslubu sürekli ve programlı bir şekilde ortaya koyarlar. Anadolu Selçuklularının mimari eseri yaptığı dönemde komşuları önemlidir. Komşuları ile olan  iletişimleri eserlerine yansımıştır.
    And. Selçuklu mimarisinde camii mimarlığı ön planda değildir. Bu boyut, tasarım ve süsleme anlamındadır. Camii mimarlığında asya ve islam geleneğine bağlı tipolojileri yeni yorumlar ile devam ettirmişlerdir. İslam geleneği  çok ayaklı mihrap önü kubbeli, Asya geleneği kubbeli, eyvanlı ve arkasında avlulu yapılardır. Asya islam geleneğini hem geliştirmişler hem de birebi örnekleride vardır. Camii mimarlığında bir kısmı çift fonksiyonludur. Camii medrese gibi. Camii mimarlığında bir çok örnekte iç avlu uygulaması devam etmiştir. Geleneğin devamı olarak ahşap ayaklı camiler karşımıza çıkar Selçuklunun tek kubbeli mescidleri önemlidir. Bu mescidler kapalı ve açık hazırlık mekanlar ile son cemaat yeri şemasını alacaklar. Bu şema geliştirilerek devam edecektir. Bir çoğu avlusuzdur aydınlık açıklığı ile iç avlu kurgusu yaşatılmaya çalışılmıştır. Bu camiilerin en karakteristik  unsuru mihrap önü kubbesidir. Bu kubber örneği 11.yy.'da İsfahan Mescid-i Cuması'dan geliştirilerek Anadolu'ya uygulanıyor
   And. Selçuklu mimarisinin camii mimarisi iki koldan destekleniyor. Birincisi Orta Asya Karahanlı, Gazneli, B. Selçuklu Camii mimarisi diğeri ise İslam Camii mimarisi üzerinden şekilleniyor. Örneğin Şam Emeviye Camii'sidir. Anadolu Selçuklu camii mimarisi plan şemasına göre incelenir. 1. Çok ayaklı mihrap önü kubbeli, (Konya Aleaddin Camii) 2. Çok ayaklı ortası açık avlulu, 3. Çok ayaklı enine planlı, 4. Çok ayaklı uzunlamasına gelişen planlı. Bunların dışında ahşap ayaklı ahşap ayaklı yapılarda mevcuttur. Bunların yanısıra Anadolu Selçuklu mescidleri de vardır.
    Kayseri Huant Hatun Camii çok ayaklı mihrap önü kubbeli plan şemasına sahiptir. Camiinin hemen yanında baninin türbesi yer alır. Baninin türbesinde medreseye bağlantı sağlanmaktadır. Baninin türbesinin yapı topluluğu içerisinde yer alması Anadolu Selçuklu mimarisine özgüdür.
   Konya Sahip Ata Külliyesi Camii en önemli özelliği Anadolu Selçuklularda bilinen  en erken ahşap destekli camii grubundandır. Anadolu da bilinen ilk çifte minareli ve taç kapısı olan camiidir. Çok ayaklı mihrap önü kubbeli yapıdır.
   Çok destekli ortası açık avlulu camiiler den günümüze sadece bir tanesi gelmiştir. Eski Malatya Ulu Camii dir. Mihrap önü kubbesi hemen arkasında eyvanımsı bir düzenleme ve açık avlusu vardır.
   Çok ayaklı enine gelişen camiilere örnek Sinop Ulu Camiidir. Çok ayaklı uzunlamasına gelişen camii Niğde Aleaddin Camii minaresi dahi günümüze orijinal ulaşmış bir yapıdır. Taç kapıda insan figürü vardır. Bir kadın bir erkek figürü ay ve güneşi simgeler.
   Amasya Gök Medrese Camii Bazilikal planlı bir örnektir. Medrese ile Camiinin birlikte ele alındığı bir örnektir.
   Anadolu Selçuklu mimarisinde kubbeli küçük ölçekli mescidler mimarinin gelişiminde önemlidir. 5 - 6 mt. çaplı kubbeler duvarlara oturmaktadır. Bu yapılarda beden duvarlarından kubbeye geçişte bir takım sorunların çözümlendiği görülür. Bu mescidlerin hazılık mekanıOsmanlının üç kubbeli son cemaat yeri mimarisinin öncü niteliğindedir.

Medreseler :

   Medrese mimarlığında bir takım birimler yer alır. Avlu, Eyvan, Kışlık dershane, Talebe hücreleri, Mescid, Türbe, Havuz/Şadırvan (Kapalı medreselerde daha yaygın kubbe açıklığının altında), Minare. Medrese mimarlığı Anadolu dışında gelişimini tamamlamıştır.
   Medrese mimarlığı avlusunun açık ve kapalı olmasına göre sınıflandırılır. Açık avlulu medreselerin en gelişmiş örnekleri Artuklularda görülürken kapalı avlulu medreselerin en gelişmiş örneği Anadolu Selçuklular'da görülür.
   Kapalı avlulu medreseler 4 ayak üzerinde taşınan küçük bir kubbe ile örtülüdür. Kubbenin ortasında mekanı aydınlatmak için büyük bir açıklık bulunmaktadır. Kapalı avlulu medresede en önemli örnek Sahip Ata Medresesidir. Bu yapının en önemli özelliği taç kapı düzenlemesidir. Taç kapı etrafında yazı kuşağı bulunmaktadır. Yasin ve Fetih süresi taş kabartma olarak ele alınan tek örnektir. Medresenin hemen yanında bir mescid bulunur. Medrese ile ele alınmış bir mescid örneğidir.
  Açık Avlulu Medreseye örnek ise Kayseri Çifte Medresedir. Kayseri de ki en büyük Selçuklu yapısıdır. Medresenin köşesine Türbe yerleştirilmiştir. Medrese ile Şifahane birlikte ele alınmıştır. Dönemin yaygın bir uygulamasıdır.
   Diğer bir örnek ise Konya Karatay Medresesidir. Taç kapısındaki en önemli süsleme taş işçiliği ile oluşturulmuştur. Taç kapı kurgusu  Konya Alaaddin Camii taç kapısına benzemektedir. Karatay medresesinin en önemli özelliği çini süslemeleridir. İç mekanda kubbedeki süslemelerdir.
   Anadolu Selçuklu mimarlığı için mozaik çini tekniği oldukça önemlidir. Çok yaygın olarak kullanılmıştır. En güzel örnek ise Konya Sırçalı Medresedir. Hem bitkisel hem geometrik  süslemeleri bir teknikte görmek mümkündür.
   Sivas Gök Medrese de çini süslemelerinden dolayı Gök Medrese adını alır. Anadolu ortaçağından günümüze ulaşmış avluda çağının en büyük havuzu yer alır. Aynı zamanda mihrap nişinde hayat ağacı bildiğimiz tek uygulamadır.