13 Nisan 2019 Cumartesi

Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisi


Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisi

1. BÖLÜM (5 Mart 2019)
  • 18.-19.yy. Batılılaşma dönemi
  • 18.yy'a kadar üslup açısından baktığınızda klasik üslubun yapım teknolojisi gerek mimari formlar gerekse süsleme bazında aynı gittiğini görüyoruz. 18.yy'da batılılaşma 28. Çelebi Mehmet'in Fransa sefaretinde bir Osmanlı aydının ilk defa gördüğü batı yaşantısını nasıl tasvir ettiği çok realist bir anlatımla karşınıza çıkıyor. Bizim cennet olarak beklediğimiz onların cenneti diyor.
  • Batılılaşma 28.Çelebi Mehmet ve ardıllarının batıdan getirdiği planlar, süsleme unsurları bunlar aynı zamanda batı yaşamını da bize getiriyor. Batı ile ilişkiler gelişince mütercim tercüman grubu oluşuyor. Bunlar genellikle hıristiyan kökenli, azınlıklardır. 
  • 18.yy'da Osmanlı sosyal yaşamında değişiklikler oluyor. Sadabad mesiresi ile batı tarzı bahçe düzenlemesi ortaya çıkıyor. Osmanlı toplumsal yaşamını değiştiriyor. Osmanlı geleneksel ahşap evde bir baş oda, haremlik bölümü, mutfak bölümü var. Batılılaşma ile birlikte sandalye, masa geliyor. Bu mekanda farklı bir tasarımın ortaya çıkmasına neden oluyor. Orta sofalı geleneksel Türk evleri bu dönemden sonra gelişiyor. Orta sofa'ya yemek masası konuluyor. Müzik zevki değişiyor. Klasik müzik girmeye başlıyor. Sanat'da ki ve mimaride ki bu değişim esas 19.yy'da teknolojinin birden değişmesi ile çok farklı yöne gidiyor.
  • 19.yy'da bütün dünyada farklı yapı tipleri ortaya çıkıyor. Avrupa devletleri sömürge ile ham madde, ucuz işgücü, buhar gücü ile üretim patlıyor. Sanayi ortaya çıkıyor. Tekstil teknolojisi artıyor. El işçiliği ile yapılan işler motor ve makineye bağlı olarak yapılmaya başlıyor. 
  • O dönemde bir İngiliz evi küçük bir mutfak ve yatak odasından ibaret, çalışma saatleri 18 saat'e varmaktadır. Çalışmaya bağlı ölümlerin çok olduğu bir dönem. Bu üretim ile kırsal alanlardan kentlere büyük göçler başlıyor. 
  • Kentlerin yapısı değişiyor. Türkiye'nin 1950'lerde yaşadığı göç dalgası, 19.yy'da özellikle İngiltere, Almanya, Fransa gibi büyük ülkelerde başlıyor. Bu da şehirleşme ve planlama kültürünü beraberinde getiriyor. Biz taviz verdiğimiz için Zeytinburnu gibi sanayiye bağlı gecekondu yerleşimleri hala ıslaha ihtiyaç duyuyor. Orada fabrika açıldığı zaman sosyal konutlarını da beraberinde yapıyor. 19.yy sonunda Belediye binaları, kamu binalarının yapımına önem verildiğini görüyoruz.
  • Avrupa da çok fazla üretim olduğu için Osmanlı da önemli bir pazar haline geliyor. Zaman içerisinde Osmanlı borçlanıyor. Bu nedenle tavizler vermeye başlıyor. Duyun-u Umumiye Osmanlı'nın aldığı vergilerini alıyor. Bu zamanla devletin her geçen gün borçlanmasına sebeb oluyor.
  • Avrupa'ya giden Osmanlı sefaret oradaki orduyu inceliyor. Avrupalı devletlerin ordusu ateşli silahlar konusunda ileri seviyede. Osmanlı'da askeri okullar kurulduğunda ilk açılan dersler çizimdir.Humbaracı Ahmet Paşa orduyu ıslah ediyor. Sürekli bir gücün olması gerektiğini söylüyor bu kışla binalarını getiriyor. Tophane deki Nusretiye Camii, Nusret zafer anlamına geliyor.
  • Yeni yapı tipleri; hastaneler yapılmaya başlanıyor. Numune hastaneleri 2.Abdülhamit döneminde yapılan bölge hastaneleridir. Askeri yapılar, silah imalathaneleri, kışlalar; topçu kışlası, askeri okullar, karakol binaları, fabrikalar, depolar.
  • O dönemde haliç askeri sanayi bölgesi olarak planlanmış. Haliç'in dolması da o dönemde başlıyor. Bugünkü Sütlüce Kültür Merkezi o dönemde mezbahane olarak kullanılıyor. Eyüp tarafında feshane fabrikası var. Ordunu ihtiyacı için yapılmış fabrikalar.
  • Tanzimat fermanı ile birlikte her şey planlanmaya başlıyor. İmar alanları planlanıyor. Telgraf, postane binaları 1850'lerde eski eser sadece antik dönem eserleri olarak tanımlanıyor. Selçuklu eserleri sonra kabul ediliyor. 
  • Sanayi tesisleri Bakırköy de bez fabrikası, cibali, yıldız çini fabrikası, kadıköy hasanpaş gazhanesi, Dolmabahçe ve Yedikule gazhaneleri ( sokak lambaları için ), ortaokul, lise, üniversite düzeyinde okullar, kuleli, harbiye, tıbbıye şahane (haydarpaşa lisesi binası), bugün kü gülhane askeri tıp akademisi öncüsüdür ilk kurulduğu yer olan Gülhane parkından alır ismini.
  • Tanzimat ve Islahat fermanları hem dini yapılara özerklik veriyor. Hem de yabancı okulların yapılmasına izin veriyor. 
  • Zeynep Kamil hastanesi, tedbirhaneler (ahırkapı, tuzla, gedikpaşa) özellikle göçmenler geldiğinde bir önlem olarak 3 ay tutuluyor. Ticaret yapıları, han yapıları artıyor. Galata ve Pera, Bankalar caddesi, bir ticari alan oluşuyor. Selanik ve İzmir, Karaköy limanları genişletiliyor. Yeni depo, liman yapıları ortaya çıkıyor.
  • Zenginleşme ile birlikte otel binaları, eğlence sektörü tiyatro, opera binaları. Konsolosluk binaları o devletin gücünü yansıtıyor. Alman Konsolosluğu, Rus Sefareti büyük binalardır. 
  • Tren yolları yapıları artınca Haydarpaşa Garı, Sirkeci Garı bunlar dönem unsurları, bu ihtiyaçlar olunca dönem üslubunu devletin gücünü bir şekilde simgesel anlatımı bunlar. 
  • Yangın ve saat kuleleri özellikle 2. Abdülhamit'in 25. culüs döneminde her yerde saat kulesi yapılmış. Beyazıt yangın kulesi de bütün İstanbul'u gören bir kule, bunu her şehir de bu kuleleri görüyorsunuz.
  • I.Ulusal mimari aslındaTürk klasisizmi, neo klasisizm seçmecilik, tarihselcilik demek. Geçmişin unsurlarını seçmeci olarak alıyorsunuz. Yeni teknolojik gelişmelerle kullanıyorsunuz. Dekordur aslında. İç kısımlarda planlama çok önemli değil. 18.yy - 19.yy'da bunların mimariye yansımasını önümüzdeki hafta işliyoruz.
2 BÖLÜM (12 Mart 2019)
  • 19.yy Batılılaşma Dönemi Mimarisi 
  • Hassa Mimarlar ocağı vasıtasıyla inşa faliyetleri organize ediliyor. Merkezi bir planlama var. Bosna'daki cami ile Mısır daki camii aynı olabiliyor. 17.yy. sonrası endüstiri ve fransız devirim etkileri Osmanlı'da görülüyor. Osmanlı ümmet esasına dayanıyor. Azınlıklar arasındaki sorunları patrikhanede çözülüyor. Kadıya da gidebiliyor. Milliyetçilik ile birlikte Sırp ve Yunan ile ayrılma talebinde bulunuyor. Daha sonra Sırplar, Bulgarlar. Osmanlı milliyetçilik düşüncesi ile en son Türkler ile milli mimarinin oluşumuna etki ediyor.
  • Lale devri sonrası Batı Avrupa ve Osmanlı sentezi birlikte görülüyor. 19.yy seçmeciliğin örneklerini batıdan ithal ederek yapıların cephelerinde görüyoruz. Özellikle antik olana ilginin artmasıyla birlikte ondan bazı unsurların yapı cephelerinde kullanılması aslında milli mimaride bir seçmecilik. Osmanlı ve Selçuklu mimarisinden etki var. Avrupada Neo klasik ve Neo Gotik etkisinide görüyoruz.
  • Batıda Yunan isyanı sırasında ilgi var. Pompei ile Roma'ya olan ilgide artıyor. 18.yy Alman tarihçi ve arkeolog'un etkisi fazla, kataloglar yapılıyor antik dönem mimari ile ilgili. Çok büyük yapılar ama içerisi küçük önemli olan cepheyi göstermek. Mimaride Barok hacimdir. Dönüşler v.s. Rokoko'nun iç süslemesidir. Rokoko yapının dekorasyonu gibi düşünürsek
  • Hassa Mimarlar ocağı teknik olarak atıl kalmasından dolayı yabancı mimarların mimarbaşılığını görmeye başlıyoruz. Yabancı mimarlar Osmanlı sarayında söz sahibi oluyor. Örneğin; Balyan ailesi yaklaşık 100 yıl mimarbaşılığını yapmıştır. Özellikle Tanzimat sonrası batı tarzı yapılar çok karşımıza çıkar. Azınlıklar üst kademede çok etkin oluyorlar. Ermeniler, rumlar (18.yy da İngiltere büyükelçisi rum)
  • Avrupa da sanayi gelişirken Osmanlı topraklarında tarım en önemli üretim, Rumeli toprakları kaybedilince ekonomik buhran katlanarak artıyor. Yerleşim düzenindeki değişim Boğaz çevresinde köşk ve konaklarla yeni yaşam zevki ortaya çıkıyor 18.yy -19.yy'a kadar denize yakın yaşama denizden yararlanma pek yok, Ortaköy, Beşiktaş, Sarıyer hep rum balıkçı köyleri, Anadolu tarafında sahil yerleşimi göztepe, bağdat caddesi sayfiye köşkleri, yerleşimleri başlıyor. Buharlı gemilerin başlaması ile yapılaşma buralara kaymaya başlıyor. Yabancı mimarlar yüzeysel süslemeleri getiriyor. Sentez yok kopyacılık var. O dönemde fas, tunus çok popüler. Fransızlar sayfiye olarak gidiyorlar. İslam etkileri Madrid'e yansıyor. Bizde oradan alıyoruz. Bunun neo'lar karşımıza çıkıyor. Neo Grek, Neo Roman, Neo Gotik.
  •  Batıdan gelen üsluplardan en başarılı olanı Art Nouveoau akımı 20.yy başında İstanbul görülüyor. Başarılı örneklerinden Beşiktaş'ta Şeyh Sadi Türbesidir. (2. Abdülhamit'in akıl hocası)
  • III.Selim'den itibaren birçok yabancı isimlerin çalışıtığını görüyoruz. İngilizlerde var ama çoğunluk Alman ve Orta Avrupa  mimarları. Beylerbeyi Sarayı, Dolmabahçe Sarayı mimarı Balyan ailesi,
  • Fossati kardeşler;Rus Büyükelçiliği binasının onarımını yaparken birçok iş alırlar. Darülfünun binası, Hazine-i Evrak binası, Mekteb-i Sanayi binası, Ayasofya, Bekirağa bölüğü binası (İstanbul Üniversitesi içinde)
  •  Bir başka isim Vallaury;Sanayi Nefise Mektebi ilk mimarlık binasında hocalık yapmış. Mektebi Tıbbiye Şahene bugünkü Haydarpaşa Lisesi, Duyunü Umumiye binası daha sonra İstanbul Erkek Lisesi oluyor. İstanbul Arkeoloji Müzesini, Eski Şark Eserleri Müzesini, Yıldız ve Hidayet Camileri, Osmanlı Bankası
  • Raimondo D'Aronco; 1857-1932, Art Nouveau'nun en önemli temsilcisidir. II. Abdülhamit'in saray başmimarı oluyor. Haydarpaşa Lisesi, İtalyan sefaret, Karaköy camii, Şeyh Zafir Türbesi, Yıldız sarayı bazı bölümleri. Osmanlı Art Nouveau'su çok farklı özgündür.
  • August Jachmund; Mimar Kemaleddin'in hocası ve birlikte çalıştığı arkadaşı. Sirkeci garı, Ragıp Paşa Köşkü, Deutsche Orient Bank. Jachmund da oriyantalist görünümler yoğun. Saf bir milli mimari diyemeyiz. Eklektik bir uslübü var.
  • 1860'larda Osmanlıcılık beliriyor. Bir katalog hazırlanıyor. Pertevniyel Valide Sultan Camii (Oryantalist etki), 3. Ahmet Çeşmesi, Harbiye Nezareti Ek binası, Taksim Topçu Kışlası. Usül-i Mimar-i Osmani o dönemki mimarların başvuru kitabı, bu çizimler 50 yıl sonra başlayacak olan milli mimarinin başvuru kaynağı
  • Yusuf Akçura'nın 1904'te Türk gazetesinde çıkan makalesi ''üç tarz siyaset'' önemlidir. İslam birliği, Osmanlı birliği ve Türk birliği. Bunlardan Türk birliğinin temel olmasını istiyor. Jön Türkler, İttihat Terakki iktidarı ele geçirince Türkçülüğü siyasetin temeline oturtuyor. Ziya Gökalp kitabı Türkleşmek, Çağdaşlaşmak,İslamlaşmak bunlar milli mimarinin fikir babalarından
  • Ekletistneolar dönemi, Art Nouveau, Milli mimari  2.Abdülhamit'in uzun saltanında bu dönemler olmuştur.
3.BÖLÜM (19 Mart 2019)
  • Mimar Kemaleddin Bey'in Yaşamı
  • II.Abdülhamit döneminde yaygın olan ümmetçilik düşüncesi pek taraftar bulamadı. Bu süreçte islam unsuru önemli oldu. Balkan savaşından sonra Osmanlı'nın elinde Anadolu kalınca Türkçülük akımı etkili oluyor. Jön Türkler'in faliyetleri, İttihat Terakki'nin iktidara gelmesi Türkçülük akımını devlet ideolojisi haline getiren etkenler. Genç kalemler dergisi, Orta Asya'da Thomsen'in abideleri okunması, Göktrük yazıtlarını rus, alman bilimdamları ortaya çıkarması, Türkçülük akımının bilimsel temellerine oturtulmasını sağlamış. II. Abdülhamit'in özel kütüphanesinde bunların ilk yayınları bulunuyor. 
  • Türkçülüğün fikir babası Ziya Gökalp Türk kültürü geleneklerini halk kültürünü araştırıyor. Türk benliğinin temellerini ortaya koyuyor. 1912'de açılan Türk ocağı önemlidir. Burada milli olmayan etkilerin ülkeye sokulmaması belirleniyor. Özellikle kamu yapılarında Türk unsurunun mutlaka vurgulanması düşüncesi benimseniyor.  Teknik avrupadan alınıyor. İttihatçılar meşrutiyet ile yönetime hakim olduğu için bu dönemde çok kamu yapısı inşa ediliyor. Temel olarak milli mimaride Türk kimliğini yansıtması isteniyor. 
  • Milli mimari rönesansı adı verilen bu eklektik üslup aslında tam Osmanlı kimliğini yansıtmıyor. Burada Osmanlı seçmeciliği farklı milletlerin kendi kimlikleri ile yaşadığı imparatorluk.  Burada Türk eşit Osmanlı karşımıza çıkıyor. Klasik Osmanlı mimarisinden alınan unsurların Osmanlı kubbesi, Sivri kemer ve Çini kaplamaları yeni inşaat teknikleri ile kullanımı buradaki uygulama. Tren istasyonu, Vapur iskelesi, Trafo yapıları, Hükümet binaları bu tarzda yapılıyor. Yüzyılın başında görülmeye başlasada yaygın olarak 1913-1917 yılları arasında bir yoğunlaşma görülüyor. 
  • Ankara'nın başkent olması ile bu mimarinin 1928'e kadar hakim olduğunu görüyoruz. Atatürk ilk başta milli üslubu uygulamak istiyor ama maliyet çok fazla seçmeci üslup Osmanlı seçmeciliği 1928'den sonra yabancı uzmanlar getirterek Avrupa'da da etkili olan Bauhaus modernist yapılar Ankara'da yapılmaya başlanıyor. Milli mimari sona eriyor. Milli mimari 28-30 yıl gibi bir döneme hakim bu canlandırma haretketi fazla batılılaşmış fazla modern tamamen alıntı kopya gibi yaklaşılıyor. Kimilerine göre Cumhuriyet'in bakış açısından uzak geçmişi Osmanlı'yı daha çok yansıtıyor. Bu atılımcı çağdaş ruhu yakalayamıyor. Falih Rıfkı Atay'ın Çankaya romanında o dönemin Ankara'sındaki yapılaşma faliyetlerinin eleştirisini görebilirsiniz.
  • Neo'lar eklektik en sonunda Neo Osmanlı ortaya çıkıyor. 19.yy'da Neo'lar yaygın. 20.yy'a gelindiğinde daha modernist yapılar gündemdeyken biz geçte olsa 1928'e kadar yaşıyoruz. I.Dünya savaşı ve Balkan döneminde milletleri bir araya çekmek için Türk milliyetçiliği ön planda değil. Osmanlıcılık önemli. Çanakkale savaşlarının kazanılması Türkçülüğün zaferi olarak sunuluyor. Bugün de Çanakkale zaferinin öne çıkarılması ideolojik, mesela Sarıkamış yıllarca gündeme gelmedi. Osmanlı son dönemine kadar hep şanla anlatılmış. Askeri müzede hep Çanakkale ve Dömeke zaferinin tabloları vardır. Bunlar resmi kurumlara asılıyor.
  • Mimar Kemaleddin 1870 yılında Acıbadem'de doğmuştur. Babası deniz subayı bir süre Girit'de orta öğrenimini sürdürüyor. Sonra İstanbul dönüyor. Yüksek öğrenim için 1884 yılında Hendese-i Mülkiye Mektebine girdi. 1888'de 13 mimar mühendis mezun oluyor. Öğretim kadrosu yurt dışından hocalar veriyor. August Jachmund'un öğrencisi aynı zamanda Kemaleddin bey. Almanya'ya onun sayesinde burslu olarak gidiyor. Jachmund'un yanında 1889-91 yıllarında Sirkeci Garı'nda Jachmund'un yanında çalışıyor. Burada milli mimari ile ilgili unsurları yapı cephesinde görmeye başlamıştık. Kemaleddin bu üsluptan etkileniyor. Neo klasik unsurlar Türk motifleri de var.
  • Mimar Kemaleddin bey'in 1891- 1909 dönemi; 91-95 dönemi Jachmund'un asistanı olan Kemaleddin bey Sirkeci'de bir büro açarak iş yapmaya başlıyor. Bu dönemde Nişantaşında Halil Paşa ve İsmail Paşa'nın köşklerini yapıyor. 1895'de Berlin'e burslu olarak gönderiliyor. Burada 2 yıl mimarlık eğitimi 2 yıl da çalışıyor. 1900 yılında dönüyor. 1901'de Harbiye Nezareti Mimarı olarak göreve atanıyor. 1901'den sonra Gazi Osman Paşa ve Ahmet Cevdet Paşa türbeleri klasik Osmanlı etkileri ile kendisini gösteriyor. Yaptığı Ahmet Ratıp Paşa köşkünde Art Nouveau etkilerini görüyoruz. Şu anda Acıbadem Kız Lisesi olarak kullanılıyor.
  • Burslu gittiği için burada görev yapmak zorundasınız. Kemaleddin bey'de yurtdışı eğitimine karşı Hendese-i Mülkiye de Jachmund'un derslerini devralıyor. Aynı zamanda Sanayi Nefise Mektebi'nde dersler vermeye başlıyor. İki önemli kurumda ders veriyor. Ulusal mimarinin yaygınlaşma sebeblerinden en önemlisi budur. Kemaleddin bey Selçuklu, Osmanlı mimari geleneğini öğrencilerine anlatıyor. Gerileme sebebinin yozlaşma olduğunu belirtiyor.
  • 1909-1919 arasındaki dönem en verimli. Evkaf nezaretinin isteği ile büyük yapılar onarılıyor. İnşaat ve tamirat bürosu kuruluyor. Kemaleddin bey kendi öğrencilerini buraya aldırıyor. 1908 yılında Mimar ve Mühendis Cemiyeti kurulunca diploma gibi şartlar özellikle kamu yapılarında diploma isteme, şartlar koşma dönemi başlıyor. 1910-11 yıllarında 7 büyük vakıf hanı bebek, bostancı, bakırköy camilerini yapıyor.  1911 Trablusgarp, 1912 Balkan savaşları Osmanlı'dan kopmalar hızlanıyor. 
  • 1913-17 yılları arasında Arap topraklarında inşaat faliyetlerinde görevlendiriliyor. Arapları yanına çekebilmek için. Kabe'nin revakları 16.yy'da yapılmış, 20.yy başında genişletilerek onarılmış. Kabe, Kudüs oralarda çalışmalar yapılıyor. O topraklar için yapılan çalışmaların çoğu yarım kalıyor.
  • Yeşilköy, Bakırköy camileri 1.Dünya savaşı nedeniyle yarım kalıyor. Cumhuriyet dönemi tamamlanıyor. Evkaf Nezareti, İstanbul Şehir Emaneti, Mühendis Mektebi dört yerde ders veriyor.
  • Almanya savaşı kaybedince iflas ediyor. 1919 sonrası özel işlere yöneliyor. Ekonomik zorluklar yaşıyor. Laleli Yangınzedeler Evi betonerme ve kiriş ilk bu binalarda kullanılıyor. 1922'de Kudüs İngiliz işgali altında Kemalettin bey davetle onarım için gidiyor.
  • Arap caminin rölevelerini çıkartıyor. Ratıp Paşa Köşkü
  • 1923-27 dönemi; Kudüs müftüsünün isteği üzerine Ömer Caminin onarımlarında bulunuyor. Başarılarından dolayı İngiliz Kraliyet Mimarlar Akademisine seçiliyor. 1922-23 yıllarında geri dönüyor. Ankara'da 2. Meclis binasının karşısında Ankara Palas'ın yapımı sırasında Vedat Tek ödemelerde yaşanan sorun üzerine projeyi bırakıyor. Kemalettin bey Ankara'ya çağırılıyor. Yarım kalan eserleri tamamlıyor. 1925'de Evkaf Müdiriyeti Umumiyesi İnşaat ve Tamirat Müdürlüğüne atanıyor. Bu dönemde Atatürk evi ve bir kitaplık yapıyor. 1926'da uslübündan dolayı çok eleştiriler yapılıyor. Türk ocağı binasının yapımı için açılan yarışmayı kazanamıyor. 
  • 1930'ların sonlarına doğru bakanlıklar yapılıyor. Sonra genel müdürlükler yapılıyor. 1980'lerden sonra yerel yönetimlere ağırlık veriliyor.
4.BÖLÜM (26 Mart 2019)
  • Mimar Kemaleddin Bey'in Eserleri
  • Bebek Camii, Kamer Hatun Camii (sivri kemer kasik dönem uslüp) bunlar yıkılan iki caminin yerine yapılmış. Vakıf yerine vakfiyenin devamı için yapı inşa ediliyor. Vakıf mallarının zarar görmemesi, korunması anlayışı vardır. Yeşilköy Cami de o anlamda yapılmıştır. Padişah mahfili en geç tarihli yapılan bir yapıdır. Kuloğlu Cami plan şeması süsleme klasik dönem, Bebek ve  Bostancı camileri Firuzağa camine benziyor. Kamer Hatun Camii mahalle mescidlerinin benzer özelliklerini gösterir. Çankaya da bir cami tasarlanmış fakat uygulanmamıştır.
  • Mimar Kemaleddin in türbeleri  bu gotik, arap mimarisi etkileri henüz milli mimari ilkeleri belirlenmemiş. Dolayısıyla bir arayış içerisinde seçmeci bir uygulama. Mimar Kemaleddin'in erken dönem uygulamaları Ahmet Cevdet Paşa ve 
  • Gazi Osman Paşa türbeleri bunlardan bazıları. Buradaki kubbe tarzı daha dolgun arap tarzı. Alınlık da gotik etkiler.
  • En iyi karşımıza çıkan V.Mehmet Reşat Türbesi onun ölümü üzerine yapılıyor. Çokgen planlı türbe milli mimarinin ekilerinin üzerine nüfuz ettiği örnek girişte müsenna (aynalı yazı) var. Rumi, Palmet düzenleme her yerde, iç mekan çinilerle, kalemişleri bunu gördüğümüzde 16.yy düşünebilirsiniz ama 20.yy. başında yapılmış bir türbe. Osmanlı klasik türbe mimarisini tekrarlayan örnek olarak karşımıza çıkıyor. Kalemişi süsleme magrip örnekleri ile bu hale geliyor.
  • Mahmut Şevket Paşa türbesi. Suikasta kurban gidiyor. Dönemin Genelkurmay Başkanı, İttihat Terakki'nin en önemli isimlerinden birisidir. Selçuklu eyvanlı tipte yapılmış. Ahşap tabutun işlemelerini mermer işleme olarak görüyoruz. Kaber örtüsü parçaları tabut üzerine konulur. Osmanlı klasik mimarisinin motif zenginliği burada vurgulanmış.
  • Vakıf hanları ve ticarethaneler de yapmıştır. Evkaf Nezaretinin en önem verdiği konulardan biriside budur. Eminönü, karaköy bölgsinde ticari yoğunluk var. Bazı binalar yıkılarak vakıf hanları yapılmış. Eski Sirkeci Sümerbank binası, Orient Bank da yuvarlatılmış, milli mimarinin en önemli özelliklerinden çatılar, cephelerde çıkma sözkonusu altlarıda mukarnaslı girişlerle sağlanmış. Pencü kemer, cephede cumbalar,, geniş saçak bunlar önemli cephe özellikleri olarak karşımıza çıkıyor. Aynı bölgede 2.-3. Vakıf Han Karaköy bölgesinde olduğu için daha batılı tarzda etkilere açık milli mimari özellikleri taşımıyor. 4.Vakıf Han bugün Ottomon Legacy Hotel olarak kullanılıyor. Hamidiye imarethanesi yıkılarak 4.Vakıf han yapılıyor. Kulenin ön kısımlarında balkonlu çıkmalar sözkonusu, mukarnaslı baklava dilimli sütun başlıklarını burada görüyoruz. Çıkmaların aralarında da çiniler var. Kubbelerin etrafı rumi, palmet başlıklı süsleme unsurları ile dolanıyor. Bu binada Sansaryan han önceden özel yetkili adliye idi. Şu anda hotel olarak kullanılıyor. 5.Vakıf Han bugün Vefa Lisesinin yatakhanesi olarak kullanılıyor. Cephede benzer hareketler var ama 4.Vakıf  Hanı, 1.Vakıf Hanı kadar I.Ulusal mimariye etkisini görmüyoruz. Daha yalın, milli mimari özellikleri çok yetkin değil cephelerinde. Ankara da ki 1.Vakıf Han, 2. Vakıf Han mimar tasarlarken bütün unsurları tasarlıyor. Daha modernist tavırla karşımızda. Milli mimarinin yoğun görüldüğü 1. ve 4. Vakıf Han. 
  • Diğer yapıları Hasanzade Medresesi, Eyüp te V.Mehmet Mektebi içinde cami olan ender mekteplerden birisi, Bostancı Halk Eğitim merkezi olarak kullanılan yapı cephe özellikleri sivri kemerler, girişde çıkmalı merdivenler vurgulanmış. Hamidiye evvel kütüphanesi u planlı bir yapı pencere düzenlemesi milli mimari çıkmalar çatı düzeni, Göztepe Mektebi İdadisi alt kat sivri kemer üstte kare ve dikdörtgen pencerelerle yapı aydınlatılmış yüksek bir su basman, giriş kısmı diğer yapı ile aynı, Sinan Paşa Medresesi 1911'de yeniden yapılmasına karar veriliyor. Bunu Mimar Kemaleddin'e veriyorlar. Yeni bir okul yapması isteniyor. 1948 Fetih ilköğretim okulu olarak kullanılıyor. U planlı, dar bir koridor ve koridora açılan sınıf ve hoca odalarından oluşuyor. Dini eğitim için yüksek eğitim yapısı İlahiyat ayarında cephede çıkma, saçak, pencere sivri kemer, en üstte dikdörtgen veya kare pencereler, orta avlulu, Gureba hastanesinde röntgen cihazı bulunması ile ek birimler yapılıyor. Ankara daki Vakıf apartmanı, Bursa Vakıf apartmanı, Muallim mektebi bugün Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası, 
  • Tren garları var. Edirne tren garı , Filibe tren garı
  • Laleli caminin yanında yangın evleri, iç avlulu, 4 büyük komplex, yapılaşmadaki amaç komşuluk ilişkilerinin devam etmesi. Her mağdur için verilen bir oda. Ortak birimler var. Bugün kü kolon kiriş uyguamasını bu yapıda görüyoruz. Bugün burası otel. 
  • Mimar Kemaleddin'in Ankara'daki ilk yapılarından birisi Ankara Palas yabancı misyonun kalacağı yer olması için yapılıyor. Büyük balo salonu, lobisi var. Kaliteli bir otel hizmeti veriyor.
  • Uygulanmayan çok projesi ver. 1.Dünya savaşı öncesi Almanlarla dostluğu var. Osmanlı Berlin'de bir hastane yapmak istiyor. Hamidiye hastanesi onun projelerini Kemaleddin bey'e yaptırıyorlar. Fakat uygulanmıyor.
  • Kemaleddin bey 1927'de vefat ediyor.
  • Bu alanda önemli bir diğer isim Mimar Vedat Tek ikisinin farkı şu Kemaleddin bey orta düzey bir aileden geliyor. Burslar ile okumuş. Kendisini yetiştirmiş ve devlet kurumlarında çalışmıştır. Vedat Tek saraylı zengin bir aileden geliyor. Dolayısıyla her zaman saraya yakın olmuş. 
5.BÖLÜM (2 Nisan 2019)
  • Mimar Vedat Tek Bey'in Yaşamı ve Eserleri
  • Mimar Vedat Tek, Kemaleddin bey gibi Ulusal mimarinin en önemli figürlerinden birisidir. 1873 yılında doğmuş. Babası Giritli Sırrı Paşa, birçok Osmanlı vilayetinde valilik yapmış üst düzey bir bürokratdır. Annesi şair ve bestekar Leyla Saz'dır. İlk kadın şairlerden birisidir. Osmanlı sarayında yetişmiş rumca ve fransızca öğrenmiştir. Batılı yaşam tarzını benimsemiş. 
  • Vedat bey Mektebi Sultani'de Lise 2'ye kadar okuyor. Bugünki Galatasary Lisesi, daha sonra Paris'de eğitimini tamamlıyor. Mimarlık eğitimi almak istediğinde babası karşı çıkıyor. Bunun üzerine burs programına başvuruyor. Paris Güzel Sanatlar Akademisi'nde Beaux-Arts burs kazanıyor. 1898 yılında İstanbul'a dönüyor. Önce Sirkeci'de bir ofis açıyor. 1899 tarihinde Sanayi Nefise Mektebi'ne sanat tarihi hocası olarak atanıyor. Hemen ardından Şehri Emanet İmar Md'lüğüne atanıyor.
  • İzmit Saat Kulesi, Kastamonu Hükümet Konağı ilk çalışmaları olarak karşımıza çıkıyor. İlk çalışmalarında Osmanlı mimarisini analiz ediyor. Ahşap konaklar yapıyor. İzmit Saat Kulesi daha Ulusal mimari tarzda olmamış. Abdülhamit'in 25. culüs yıldönümü için ülkenin heryerine  dikilen saat kulesi. Kemerler Elhamra sarayında karşımıza çıkıyor, sütun dizilimi daha mimari uslübun olşmadığını, vazo çiçekler avrupa da olan, Kastamonu Hükümut Konağı her kat penceresi farklı düzenlenmiş, saçaklar, giriş yükseltiliyor merdivenle, yüksek bir bodrum, Türk evlerinde de gördüğümüz çıkmalı düzen bunu daha sonraki binalarda da görüyoruz. Yeni bir mimari dil arama adına önemli.
  • Postane binası telgraf hizmetlerinin artmasıyla 1903-1908 yıllarında 90x40 mt boyutlarında büyük bir bina, önünde meydan olmadığı için çok algılanamıyor. Bittikten sonra devletin prestij yapısı, bu dönem yapıları hep cepheden, mimaride çeşitli parametreler vardır, fonksiyon, iç mekan, o dönem de mimarlık yaklaşımı cepheye bakar, yapı abidevi ama kullanışlı değil, odalar çok küçük, yüksek merdiven, yüzeyinde sutünceler, kullanılan süsleme bizim unsurlar, sivri kemer, pencereler ayrı formda, çıkmalar, arsanın kullanımı çok iyi, çini kullanımı, merdiven trabzanlarında yıldız motif, 
  • Belediyedeki görevi sırasında Yenikapı kantar müdiriyeti, Karaköy rıhtım da Deniz han onarımını gerçekleştiriyor. Paşa Limanı İstenbey Yalısı ilk büro açtığında orada Art Nouveau etkisi görülüyor.
  • Zeynep Hanım Konağı işlevlendirme projesi yapıyor. Konak yetim çocuklar için dönüştürülmüş. 1939 da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine devrediliyor. Ahşap bir konak olduğu için günümüze kalmamıştır. Fındıklı daki iki konağı son Osmanlı Mebusan Meclisine dönüştüren Vedat bey'dir. 1940'lı yıllarda yanıyor. Daha sonra tekrar yapılıyor. Dış duvarlar kalıyor. Binanın içi bütün planlaması sonradan yapılıyor.
  • Defteri Hakani Binası (Tapu Kadastro Binası), Kastamonu Hükümet Konağı'nın plan şemasının biraz daha gelişmiş hali, 1908 yılında betonarme malzeme kullanılıyor. Cephe de bu tarz çıkmalar, her kat ayrı pencere, saçaklar, cephede çini kullanımı, kemer yüzeylerinin dekoratif unsurlarla bezenmesi, iç mekanda kalemişi kullanımı, 
  • V.Mehmet Reşat padişah olunca baş mimar oluyor. Beşiktaş stadının yerinde has ahırlar var. Onarımı yapıyor. Dolmabahçe sarayına ek binalar yapıyor. Kış bahçesi gibi.
  • Vedat bey'in kendi evi cephe çizimini kendisi yapıyor. Nişantaşında yapının inşa edildiği arsa çok yeterli değil Vedat bey çıkmalarla her tarafını aydınlattığı gibi yapıda genişlemiş. İç mekanda kalemişleri, merdiven trabzanları kendisi tasarlamış, üst katlar büro olarak kullanılıyor,
  • Tayyare şehitleri abidesi, bir anıt olarak karşımıza çıkıyor. 1914'de yapılıyor. Osmanlının ilk uçuş denemeleri, bu anıtta rölyef şeklinde beyazıt kulesi, serasker kapısı, mısır da düştüğü için piramitler yer alıyor. Alt kısımda rumi, palmetler, yası ifade eden kırık sütun
  • Cemil Topuzlu Köşkü, Enver Paşa Köşkü yaptığı diğer sivil mimari uygulamaları
  • 1915-1922 arasında serbest mimar olarak ticari yapılara yöneliyor. Serbest yapılarında betonarme, karkas sistemi kullanıyor.
  • Sirkeci de Liman han süslü bir yapıdır. Yapı deniz tarafına doğru eğimli, cephelerinde farklı pencere kullanımı, çini kullanımı, altı dükkan, üstü ticari ofis, saçak düzenlemesi özgün, kemer düzenlemesi, çini kullanımı, süsleme unsurları ulusal mimari yapıları
  • Muradiye üçgen biçimli pencereler Art Deco,
  • Moda iskelesi bugün restaurant olarak kullanılıyor.  Sütlüce Mezbahanesi
  • Şadiye Sultan Apartmanı her kat bir fonksiyona hizmet eden bir uygulama, Nevizade Tütün deposu betonarme tuğla karışık olarak iç mekanda ahşap kirişler, tütünü havalandırmak için
  • Ankara ya çağırılıyor. Cumhurbaşkanı köşkünü büyütme işi, Ankara Palas tasarımı ve başlangıcı, 2. Meclis binası, hükümet ile anlaşamıyor finans sorunları var 1922-23 yıllarında
  • Ankaradan İstanbula dönünce Ulusal mimari değil Art Deco tarzında çalışmalar yapıyor. Güneş Apartmanı, 

6.BÖLÜM (9 Nisan 2019)
  • Milli mimarinin baş aktörleri Kemaleddin bey, Vedat bey 
  • Mimar Giulio Mongeri
  • Türkçülük akımının yükselmesi ile Neo klasik, Eklektik tarzda eğitim Vallaury Sanayi Nefise Mektebindeki görevi bırakmasıyla birlikte Giulio Mongeri'nin yerine geçmesiyle devam etmiştir. Mongeri son sınıfta Osmanlı Türk eserlerini incelemeye başlamış. Bu araştırması Ankara'nın başkent olması sonrasında milli mimari tarzında yapılar yapmasına yöneltiyor.
  • 19.yy. ortalarında İtalya'dan İstanbul'a gelen levanten bir ailenin çocuğu olan Mongeri Milano'da Akademi de eğitim görmüş. Kendi hocası restorasyon uzmanı, İstanbul da yaptığı ilk yapılarda Ulusalcılığı barındırmıyor Neo Klasik tarzda yapılar yapıyor 1905'de yaptığı İtalyan Sefareti Neo klasik anlayışı, 1909 da Generali Han Neo Klasik ve Neo Rönesans, En bilinen eseri St.Antuan Kilisesi azınlıkların kimlik yaratmaya çalıştığı Beyoğlu bölgesinde her azınlığın kendine ait okul kilise açma çabası var. Bu aşamada Katoliklerin böyle bir talebi oluyor. Kendi mimari anlayışlarına uygun Neo Gotik tarzda inşa ettiriyorlar. 1912 yılında yapılıyor. Sanayi Nefise Mektebinde hoca olan Mongeri'nin kariyerinde söylentilere neden oluyor. Öğrenciler Ulusalcı düşünce gelişiyor. Bize Roma'dan değil Selimiye, Süleymaniy'den ilham alacak hocalar lazım diyor.
  • 1920'de Karaköy Palas, 1922'de Maçka Palas yapılıyor. Karaköy Palas'de Neo klasik etkiler görülmekle birlikte farklı olarak Anadolu'ya özgü Bizans etkisi.
  • Bankalar caddesi üzerinde temsilcilikleri Osmanlı Bankası Cumhuriyet'in ilk dönemleri merkez bankası görevini üstlenmiştir. Yabancı sermayeli yapıdır. Bu bölgedeki ticari atmosferi gösteriyor.
  • Ankara da yaptığı ilk yapı Osmanlı Bankası Ankara şubesi istanbul daki bankalar caddesi gibi Ankara da ticari merkez oluşturuluyor. Ulusal mimari özellikleri gösteriyor. Pencereler, çıkma,  cephe hareketlenmesi, her kat ayrıca tasarlanmış, penci kemer sivri kemer,
  • 1926-29 yılları arasında Ziraat Bankası Genel Müdürlük binası Mithat Paşa tarafından 19.yy'da kuruluyor. Sandık bir nevi sigorta işlevi görüyor. Kırım dan gelen göçmenleri Tuna valisi Mithat Paşa yerleşik hale getirmek için kredi veriliyor.
  • Ankara daki İnhisarlar Tekel Başmüdürlüğü
  •  İş Bankası Genel Müdürlük binası iç mekanında ortada cam ve metal ile ayrılmış ışık alan cepheleride diğer yapılarla aynı ulusal mimari tarzda ve Taş Han
  • Taksim deki Cumhuriyet anıtı 1928 yılında açılıyor. Buranın çevre düzenlemesini yapar.
  • Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu
  • 1888-1982 yılları arasında 
  • 1908-1912 tarihleri arasında Vallaury öğrencisi olarak Nefisei Mektebi Sanayi'de öğrenim görüyor. Daha sonra Mongeri'nin öğrencisi oluyor. Okul bitince Kafkas cephesinde subay olarak savaşmaya gidiyor. Bu dönemde Erzurum İttihat ve Terakki binasını inşa ediyor.
  • Savaş bitince İstanbul'a dönüyor. Sonra Ankara'ya geçip Evkaf Vekaletinde görev alıyor. 
  • Ak köprü yakınlarında biriket fabrikası açıyor. Devlete malzeme vermeye başlıyor.
  • 1926 yılında Etnografya Müzesini yapıyor. Giriş kısmında yüksek merdivenler, pencere düzeni, giriş de bir hall var. 
  • Türk Ocağı binası kültürel etkinlikleri bir çatı altında değerlendirmek. Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu'na birer oda veriliyor. Opera, Uluslararası kongreler bu binada yapılıyor. Ankara Resim Heykel müzesi olarak kullanılıyor.
  • Ankara Çocuk Esirgeme Binası
  • Bursa Teyyare Sineması 1930'larda Art Deco'ya giden tasarım anlayışı
  • Mimar Muzaffer
  • Bir başka Ulusal mimari tarzında çalışan mimar, Vedat bey saray başmimarı olunca o da Posta Telgraf idaresinin mimarı oluyor. Posta pullarının tasarımını yapıyor. 
  • 1909'da Abidevi Hürriyet anıtını yapıyor.
  • Konya'da vilayet mimarı olunca 1926'da Ziraat anıtını yapıyor.
  • Konya Dar-ül Muallimat Kız Öğrenci Lisesi, bugün Selçuk Üniversitesi Rektörlük binası olarak kullanılıyor.
  • Konya İl genel meclis binası
  • 1920 yılında 37 yaşında vefat ediyor. Bu nedenle yapı sayısı sınırlı
  • Ali Talat Bey
  • 1869'da İstanbul'da doğmuş. Sanayi Nefise Mektebini sonra 1895'de Hendese-i Mektebiye'yi birincilikle bitirmiş. Mimarlık fakültesinde asistan oluyor. En önemli yanı nazariye yanının iyi olması, kitapları var Ahşap mimarlık, kergi inşatı, fenni mimari şekilleri gibi
  • Beşiktaş İskelesi, gişe kısmı kütahya çinileri ile kaplı
  • Eski İETT garajı, milli mimari tarzında
  • Mimar Tahsin Servet İzmir Milli Kütüphane'yi yapan kişi
  • Burhanettin Tamcı'nın Ankara Gazi Paşa İstasyon Binası, kemerli bir giriş yandan çıkmalar simetrik bir düzenleme Beşiktaş iskelesine çok benziyor.
  • Bu mimarlardan başlıca milli mimari tarzında çalışmış olanlar Kemalettin Bey, Vedat Bey, Mongeri, Arif Hikmet Koyunoğlu bunlar en bildiğimiz en fazla yapı yapanlar. Onlar dışında milli mimari tarzda çalışan mimarlar Terziyanın 1 yapısını biliyoruz sayıları çok az. Kimisi ilk dönem mimarlığında yapmış sonra tarzını değiştirmiş ama Ekrem Hakkı Ayverdi gibi ömür boyunca milli mimari tarzda çalışan kişiler de var.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder