20 Kasım 2015 Cuma

Türk İslam Sanatlarında Terminoloji ve Yöntem



Türk İslam Mimarisinde ki Fonksiyonel Yapı Türleri :
Dini Mimari :
İbadet Yapıları : Cami, Mescid, Namazgah
Eğitim Yapıları : Medreseler
Mezar Yapıları : Türbe, Kümbed
Cami : İslam dininin asıl ibadet yapısı mesciddir. Kur'an da mescid hem bir ibadet yapı türü olarak geçer hem de bazı mescidler özel olarak yer alır. ( Mescid-i Aksa, Mescid-i Haram )
Mescid : Scd kökünden türemiştir, secde edilen yer. 
  Kabileler ayrı yerlerde namaz kıldığından cuma günleri büyük bir yerde toplanılıp namaz kılma yeri oluşturuluyor. Örn : Mescid-i Cuma Camii
Namazgah : Kaynağını Kur'an dan almaz. Bu anlamda Mescid ve Camii den ayrılır.            ( Camii, Kur'an da yapı şekli olarak geçmez, mescidden farklı olarak. )
  Namazgahın arapçası Musalladır.
  Mezarlık alanlarının yanında uygun bir alan musalla / namazgah olarak belirlenmiştir. Cenaze namazı burada kılınır ve ardından defin işlemi yapılır. Zaman içinde namazgahlar yaygınlaşmış ve yol kenarlarında belli noktalara da yapılmaya başlanmıştır. Osmanlı döneminde, musalla adı verilen bu yapılar oldukça yaygınlaşmıştı.
Musalla : Yerleşim alanları dışında, yoldan geçenlerin ibadetlerini yapabilmeleri için yol kenarlarına inşa edilen; yerden hafifçe yükseltilmiş, etrafı hafifçe yüksek duvarlarla çevrili, üstü açık ve kıble yönünü belirleyen mihrap taşının bulunduğu ibadet alanlarıdır.
  Gelibolu'daki namazgahta olduğu gibi bazı örneklerde minberin de yer aldığı görülmektedir.
Harim / Harem : Camiiler de asıl ibadet yeridir. O bölgede belli şekilde hareket etmek, hal ve hareketlere dikkat etmek gerekir. Bu kısıtlamadan dolayı Camiinin bu bölgesine harim denmiştir. ( Harim / Haram : Kısıtlama )
Avlu : En az üç yönde yapılar ve yüksek duvarlarla çevrili mekandır.
Son Cemaat Yeri : Camiinin avlusu üç yönden revaklarla çevrilidir. Harim bölümü tarafında ise revak benzeri bir yapı bulunur.
  Osmanlı camii mimarisinde, namaza geç gelenlerin ibadetlerini yapabilmeleri için, yapının kuzey duvarına paralel olarak uzanan sütun ve kemer dizilerinden oluşmuş mekan.
Revak : Bir yanı kapalı, diğer yanı sütun ve kemer dizisiyle dışa açılan; kubbe, tonoz veya çatıyla örtülü mekan.
Galeri : Sanat yapıtlarının sergilendiği yer.
  Kiliselerde girişin ve yan neflerin üst katını oluşturan ve orta nefe bakan mekan. ( Bu tanımı cami yapıları için de kullanılabilir. Kıble duvarında değil girişin üst tarafında yer alır. )
  Barok tiyatroda, salonun çevresini dolaşan balkon.
Mihrab : İslam ibadet yapılarında kıble yönünü gösteren fonksiyonel öğedir.
Mezar Yapıları :
  Mezar yapıları, islam sanatında fonksiyonel yapı kapsamında dini yapılar arasında bulunmaktadır. Çünkü sahip olunan inanışlar doğrultusundadır.
  Mezar mimarisini temelde 2'ye ayırmak gerekir.
1. Basit toprak mezarlar : Kalıcı değildir.
2. Anıtsal mezarlar : Yüzlerce, binlerce yıl varlıklarını koruyorlar. Bu nedenle bir mimari üslubun ortaya çıktığı da görülmektedir.
  Toprağa defin yoluyla yapılan anıt mezarlar çok daha yaygındır ve bu nedenle inançsal olarak dayandığı temele bakmak gerekir. İslamiyet açısından bakılırsa Kur'an da Habil ve Kabil'in hikayesinde toprağa gömülme konusunun işlenmesi temel oluşturabilir. 
  Kurgan, asya coğrafyasının pek çok yerinde karşımıza çıkar. Sadece Türkler'de değil bu bölgedeki diğer topluluklarda da görülür. Anadolu coğrafyasında da örnekler tümülüs olarak adlandırılır.
Kurgan : Genellikle çok yüksek olmayan, yapay tepelerdir. Bu yapay tepenin altında mezar odası yer alır. Kurgan olarak tanımlanan oluşum üstteki tepedir. Kurgan, ''korugan'' dan gelmektedir.
  Yine Asya coğrafyasında bazı şehirlerdeki savunma duvarlarına kurgan denmesi terminoloji bu yönde kullanılmasını sağlıyor.
  Kurgan'ın altındaki mezar odası tek veya çok bölümlü olabilir. Ölünün kimliğine göre mezar boyutları değişmektedir.
  Mezar odalarının kenarları ve üstü ağaç kütüklerle kaplanıyor, açılan bölüme toprak dolmasın diye.
Örnek : Pazırık Halısı; Pazırık kurganında bulunmuş ve bilinen en eski halı, ilk halı örneği.
  Hunlar'da kurgan çok yaygın iken Göktürkler'de zamanla mezar külliyeleri oluşmaya başlıyor.
Kümbed / Türbe : İslamiyetle ortaya çıkmış mezar yapılarıdır. Kümbed farsça, Türbe arapçadır.
  Karahanlılar sonrası süreçte yani islamiyetin Türkler tarafından yayıldıktan sonra görülmeye başlanmıştır.
  Bazı sanat tarihçileri detaylarda farklı olan iki mimari yapı olduğunu kabul ederler. Bu farklar : Kümbed : İki katlı, külahla örtülü. Türbe : Tek katlı, kubbe örtülü.
  Fakat uygulamada böyle ayrım olmayan örnekler vardır. Bu adlandırma bir takım kültürel değerlerden kaynaklanıyor. Sadece bir takım mimari yapı farklarına bakarak ayrılmıyor.
  Karahanlılarda çoğunlukla Türbe sözcüğünün kullanıldığı görülüyor. Büyük Selçuklu'da çoğunlukla Kümbed, Anadolu Selçuklu'da ikisi de mevcutken Osmanlı'da Kümbed sözcüğü tamamen terk ediliyor. Bunda Fars kültürüne yakınlık etkili olmuşur.
Örnek : Ahmet Emin Bayındı Kümbeti; Gövdenin bir bölümü masif duvar, bir bölümü sütunlardan oluşturulmuş yarı açık bir kümbet. Alt katında gömü odası yer alıyor ve üstü konik biçimli külahla örtülüdür.
  Üst kat, ziyaretgah mekanıdır. Fakat bazılarınd bir mihrap nişi yer alır ve mescit olarak kullanıldığı da görülür çok yaygın olmasa da
  Mezar, ziyaret sözcüğü ile aynı köktendir.
  Kabir, çukur demektir.
  Lahit, arapça bir sözcüktür. Aslında bir mezar türü değildir. İslami gelenekte bir gömü şeklini ifade ediyor.
  İslamiyette iki türlü gömü şekli vardır. Şakk ve Lahd ama daha sonra Lahit olarak ayrı bir yapı haline geliyor.
Avlu : Camiinin önünde en az üç yönden yapılar veya yüksek duvarlarla çevrili, üstü açık mekan. Örneğin; Edirne Selimiye Camii avlusu
Revak : Bir yanı kapalı diğer yanı sütun ve revak dizisiyle dışa açılan; kubbe, tonoz, ya da çatıyla örtülü mekan.
Eyvan : İki ayrı tanım, 1. Anıtsal mimari açısından : 3 yönden kapalı, bir yönden kemerle dışa açılan kubbe veya tonoz örtülü mekan formu.
2. Geleneksel Anadolu Türk konut mimarisinde : İki yönden birer oda ile sınırlanmış ve bir yönden hayat veya sofaya açılan mekan.
Mihrab : İyiliğin kötülükle, insanın nefsiyle savaştığı yer olarak görülüyor. Kıbleyi yani Kabe'yi simgeler. İslam ibadet yapılarında, bu nedenle çok önemli bir ögedir. Harb kökünden türüyor.
Minber : Camiilerde Cuma ve Bayram namazı gibi önemli günlerde hutbe okuması için gereken yüksekliği sağlayan mekan. Emevilerle birlikte ilk üçgen minber şeması oluşmuştur. Mutlaka mihrabın sağında yer alması gerekir. 
Cümle Kapısı : Klasik dönem Osmanlı camiilerinde revaklı, şadırvanlı avludan harim kısmına geçişi sağlayan ana kapıdır.
Mükebbire : Camiilerin son cemaat yerinde namaz kılanlara, içerideki imamım tekbirlerini ileterek tüm cemaatin uyumlu şekilde namaz kılmalarını sağlamakla görevli müezzinin durduğu küçük balkondur. Bu çıkmaya, son cemaat müezzin mahfili veya Mi'zene denir.
Mahfil : Bir mekanda belirli kişi veya topluluklar için ayrılmış bölümlerdir. Kim veya kimler için ayrılmışsa öyle adlandırılır. Örneğin; Müezzin mahfili ( Selimiye Camii mekanın tam ortasında Müezzin mahfili var. ), Kadınlar mahfili, Hünkar mahfili                   ( Genellikle mihrabın sol tarafında, mümkün olduğunca gizlenmiş bir bölümdür. )
Darüşşifa : Ortaçağda, İslam ülkelerinde sağlık hizmeti verilen yapıların, mimari yapıları dönemin medreseleri ile benzerlik gösterir.
  Bazı yerlerde bimarhane, şifahane, maristan veya bimaristan denildiğide görülebilmektedir.
Rasathane : Ortaçağda gökyüzünün incelendiği eğitim yapılarıdır.
Ticaret Yapıları :
  Türk İslam mimarisinin ilginç ve zengin yapı grubunu oluşturur. Ticaret yapısı denildiğinde en temel işlem üretilen ürünün satışıdır.
  İpek yolu ortaçağ ticaretinin can damarını oluşturur. Yaklaşık 10.000 km. M.Ö. 6 yy. da başlıyor 16. yy. kadar etkin kullanılıyor. Bir kervan bir günde yaklaşık 40 km. yol katediyor.
1. Kervansaraylar ve Hanlar ( Konaklama )
2. Arastalar ve Çarşılar ( Alışveriş yapısı )
3. Bedestenler
4. Hamamlar
1. a.Kervansaraylar : Kervanların,  konakladığı, emniyetini sağladığı, ihtiyaçlarını karşıladığı tesislerdir. Farsça bir sözcüktür. Sözcüğün aslı Karbansaraydır. Karban : Kar yapanların, karcıların konakladığı yerdir.
  13.yy dan itibaren Asya coğrafyasında ve daha sonra Anadolu'da yaygınlaşıyor. Bu yapıların  yaygın biçimde ''Han'' olarak adlandırıldıklarını da görüyoruz. Han da farsça bir sözcüktür. Bey, hane, konak, sofra, ziyafet gibi anlamları vardır. Bu anlam çeşitliliği kervanlara sunulan hizmet çeşitliliğini de göstermektedir aslında.
  Kervansaraylar ve hanlar ribatlarla ilişkilendirilir. Ribat, Anadolu ve İran'da pek çok han yapısı için kullanıldığı görülür. Ribatlar aslında Arap-İslam ordularının fetih hareketleri esnasında sınır boylarında hazır kuvvet bulundurmak amacıyla inşa edilen askeri yapılardır. Sınırda ihtiyaç halinde hazır kuvvet bulundurmaktır amacı. Kelime anlamı; bağ, bağlantı, ulaşmak, ilerlemek gibi anlamları vardır.
  Sınırların gelişmesiyle işlevini yitiren ribatlar ya zaviyeye ya da Kervansaraya çevrildiğini görürüz. Bu nedenle Selçuklu'da Kervansaray fonksiyonunda olup ribat diye adlandırıldığını görürüz.
  İster ribat, ister han, ister kervansaray densin, temelde iki gruba ayrılır. Bunlar Menzil hanları ile Şehir hanlarıdır.
 Menzil : inmek, konmak
Menzil Hanları : Şehir dışıdır. Kervan yolu üzerinde, kervanların konduğu yerdir. Ticaret yolları üzerinde kervanların durduğu noktalardır. Bir kervanın bir günde kat edebileceği mesafe dikkate alınarak inşa edilmişlerdir. İlerleyen zamanlard veya önemli şehirlerin etrafında Kervansaray sayısı artmıştır. Yani standart sayıda değildir.
  Bu yapılar kale gibi sağlam ve korunaklıdır. Bu kervan ticari mallar taşıdığından, kervanların ve kervansarayların gelebilece saldırılara karşı korunaklı olması gerekir. Bu nedenle genellikle taştan, yüksek duvarlı, dışarı açılan pek penceresi olmayan yapılardır. Pencere varsa da bunlar mazgal yapıdadır.
  Kervansarayın içinde bir kervanın ihtiyacı olan şey mümkün olduğunca karşılanmaya çalışılır.
  Kervansaraylarda değişmeyen üç şey; Her kervan sahibi orada 3 gün boyunca bedava konaklıyor. Ayrıca güvenlik çok önemli olduğundan gün battıktan sonra güneş doğana kadar kapılar açılmaz.
Derbent : Kervansaraylara belirli uzaklıkta yerleşim oluşturulurdu. Buradaki insanların görevi o kervansarayları korumaktır.
  Menzillerde inşa edilen, ticaret amaçlı konaklama yapıları Asya ve İran coğrafyasında da karşımıza çıkıyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder